Ekonomi ve Antalya

Rahmetli Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde alınan 24 Ocak kararlarıyla Türkiye ekonomisinin temel paradigması değişmiştir. Liberal ekonomik politikalar benimsenmiş ve dolayısı ile bu kararlardan sonra Türkiye’nin ekonomi anlayışı piyasa ekonomisiyle hayat bulmuştur.

Hani derler ya “gelen gideni aratır” diye, gelinen noktada neredeyse ekonomi de Özal dönemini arar duruma geldik.
Çünkü o dönemlerde ekonomi ülkenin bir numaralı gündemleri arasında yer alırken, gelinen noktada ekonomi konuşulamaz duruma geldi, yerine çakma siyasi gündemler yaratılmaya başladı.
TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ekonominin konuşulmamasını, istihdam ve yatırımlar konusunu gündeme getirir Sürekli ekonomiyi gündeminde tutmaya çalışır. İktidarları, siyasetçileri, ekonomistleri bu konuda hep uyarır.
Ancak, Türkiye’nin gündeminin ilk sırası ne ekonomi olur, ne istihdam olur, ne yatırım olur.
Siyasi çekişmeler, terör, komşu ülkelerde yaşanan savaşla, iktidar ile işadamları arasında yaşanan gerginlikler hep bunların önüne geçmiştir.

*****

ATSO Meclis toplantılarında arada bir mini anketler yapılarak iş dünyasının nabzı tutulur, işadamlarının beklentilerinin ne olduğu ortaya konur.
Önceki gün yapılan yılın ilk ATSO Meclisi’nde mini bir anket yapıldı ve işadamı meclis üyelerinde ekonomik durum ve beklentileri soruldu.
Anket sonucuna baktığımız zaman, Antalyalı işadamları 2015 yılından umutsuz. Mevcut işlerini büyütme gibi bir durumları söz konusu değil, aksine küçülmeyi bile düşünenler var. Çünkü işadamları eğitimde, adalette, vergi alanında ve daha pek çok alanda reformların yapılacağını düşünmüyor. Dolayısı ile önlerini de göremedikleri için umutsuz durumdalar ve işlerini büyütme yerine küçültmeyi bile düşündüklerini vurguluyor.

*****

Antalya turizminin durumu da benzer durumda. Özellikle Rusya’da yaşanan mali kriz, Antalyalı turizmcileri kaygılandırıyor. Almanya’dan sonra en büyük pazar olan Rusya’dan gelen turist sayısında ciddi düşüşlerin olacağı tahmin ediliyor.
Bu kaygı aynı zamanda turizmde çalışanlar için de geçerli.
Her yaz sezonu sonunda Antalya’da 400 bin turizm işçisi işsiz kalıyor.
Rusya krizi 2-2,5 aylık içinde yeni yaratılacak olan pazarlar ile kapatılmaya çalışılmaz ise durum çok vahim olacak. Kış sezonu 400 bin olan işsiz turizm elamanın 200 bini ancak yaz sezonunda iş bulabilecek.
Ekonominin konuşulmadığı, yatırımların yapılmadığı, taşeronlaşmanın önüne geçilmediği, yapılaş reformların yapılmadığı, gelir adaletinin olmadığı yerde yoksullaşma kaçınılmaz olur.
Bir ülke yoksullaşır ise yolsuzluklar artar, iktidarlar zenginleşmeye devam eder.
Bizim ülkemizde de yaşananlar bunlar olduğu için işadamlarının 2015 yılından umutsuz olmaları ve beraberinde gelecek olan yoksulluk sürpriz olmaz.