En korkunç yaratık

Bu öyküyü çoğunuz biliyorsunuzdur ama bir kez daha izninizle yazmak istiyorum.

Şov dünyasının yetkin isimleri insanları daha çok etkilemek ve seyre coşku kazandırmak için birbirleriyle yarışırlar. Sirkler de bunun başında gelir. Ama kulunuz hep isyan etmiştir hayvanları zalimce şartlı bir refleks eğitiminden geçirilerek soytarılaştırılmasına. Hem hayvan sever olacaksınız hem de yüzünüz kızarmadan sirklerde onları demirden kafes altında tutsak kılacaksınız. Ya da kürklerini sırtınıza aksesuar, derilerini ayaklarınıza ayakkabı, çizme yapacaksınız. Falanca hanımefendi hayvan severler derneği başkanı ama fiyakalı çantası timsah derisinden dediniz mi ikiyüzlü dünyanın gelmişine geçmişine nokta koymuşsunuz demektir.

Ülkelerin birinde koca bir sirk çadırlarını kurup halka duyurularını yaparak ilgi odağı olmuş. Duyurularında en ilgi çeken ayrıntı:

“Sirkimizde dünyanın en zalim ve korkunç yaratığını da sergiliyoruz.” Ayrıntısıymış.

King Kong filmini anımsıyorsanız filmin öyküsünde devasa gorili Amerika’ya getirenlerin hayallerinde çok paralar kazanmak olduğunu öğrenmiştik. Ama bu sirkin yöneticileri heyecanı çoğaltmakla birlikte ziyaretçilerine düşünme ve yorumlama şansı vermeyi de amaçlamışlar.

Sirkin biletleri, davetiyeleri göz açıp kapayıncaya kadar tükenmiş. Herkes birbirine:

“Dünyanın en zalim ve korkunç yaratığını görmek için sabırsızlanıyoruz.” Diyormuş.

Sirkin işte o çadırı önünde toplanan davetliler kuyruklar halinde çadırın bir kapısından girip diğer kapısından çıkmaya başlamışlar. Girişteki heyecan dolu yüzler çıkışta düşünen asılmış suratlara dönüşüyormuş.

Uzayıp giden kuyruktan merakını yenemeyip:

“Nasılmış yaratık korkutucu mu?” Diye soranlara da çadırdan çıkanlar tek bir yanıt veriyormuş:

“Girince görürsün!”

Evet… Çadıra girenlerin karşılayan tek nesne bir aynaymış…

*******

Türkiye’nin değerlerinin üstünden bir silindir gibi geçen, genç ölümlerine neden olup anaların babaların yüreğine kurban edilmiş evlatların ateşini düşüren, yargıyı bağımsız olmaktan uzaklaştıran, ötekileştiren, ayrıştıran, düşünce ve inanç özgürlüklerini yok sayan, benden değilsen hasmımsın diyen, doğayı alınıp satılan mala dönüştüren bir sürecin acımasızlığı karşısında şaşırmış, afallamış pozlarına yatanlar:

“Kim seçti bunları?” Sorusuna yanıt bulmak istiyorlarsa lütfen tıpkı o sirkteki çadıra girip aynaya bakanlar gibi aynalarına bir baksınlar.

 

Yayın Tarihi
25.01.2015
Bu makale 770 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!