Eyyy Nobel!

Geçen yıl Erdoğan senin için “Objektif değil” dediydi de, inanmadıydım!

O kadar âlimimiz, ulemamız dururken, nerden buldun Aziz Sancar Hocayı?

Mesela; Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdiği halde evrimle, yaradılışla, hormonlarla, dinle ilgili 20 kitap yazmış, havalimanlarında, alışveriş merkezlerinde sergiler açmış, kendisi “kedicikleriyle” program yaparken, “müritleri” başka televizyonlarda biyoloji profesörleriyle, doçentleriyle tartışmış, “Evrim Teorisi”ni çürütüp, Darwin’e mezarını dar etmiş “hoca”larımız da vardı bizim!...

Sonra, koca koca profesörlerimiz…

Lideri için salâvat çektiren...

“Modernlik” dersinde, İslam dininin nereden nereye geldiğini anlatan...

Okulda bilimsel araştırma dersi anlatıp, evde yanağına şiş geçirip zikir çeken…

Siyasi güç önünde el pençe divan duran, iktidar “açtım” dediğinde açan, “kapattım” dediğinde kapatan, televizyonlara koşup kıvrılarak savunan...

Kitabını yazdığı “Stratejik Derinlik”i pratikte uygulamaya kalkınca, tüm komşularımızla ilişkilerimizi “sıfırlayan”…

İslami bisiklet yapmaya kafa yoran…

“Erdoğan’ı narkozla uyutamayınca, ameliyatını o namaz kılarken yaptılar. Hiçbir şey hissetmedi” diye tvit atan…

Ve daha böyle birçoğu dururken…

Üstelik, Aziz Sancar “Ermenileri kestik, Kürtleri yaktık” diye açıklamalar yapmamışken…

BBC “Arap mısınız?” diye sorduğunda, göğsünü gererek “Türküm” diyebiliyorken…

İmam Hatip mezunu olmadığı için -büyük ihtimal- ölü yıkamayı bile bilmiyorken…

Nobel’i aldığı belli olunca, evinin önüne gelen gazetecilere Türk bayraklı tişört giyip, Atatürk resmi bulunan “logolu!” Türk Bayraklarıyla pozlar verirken…

Nasıl verdiniz Aziz Hocaya Nobel’i?

***

Soruyorlar, “Aziz Sancar neden ülkesinde değil de Amerika’da çalışıyormuş? Neden Amerika için ‘Beni evlat edinen ülke’ demişmiş?”…

Ülkende bilimsel araştırmayı yöneten kurum, sahte diplomalı bakan yakınları tarafından yönetilip,  Darwin’in resmini bile sansürlüyorsa…

Siyasetçiler, Profesörlerin oylarını bile “adamdan saymayıp”, seçtikleri rektörleri kendi kafalarına göre değiştirebiliyorsa…

Öğrenimde “Temel bilim” dendiğinde, aklımıza “Temel Din bilgisi” geliyorsa…

Ülkeyi yöneten, “Neden fizik-kimya mecburi olunca tartışılmıyor da din dersi mecburi olunca tartışılıyor?” diye sorabiliyorsa… 

Oturdukları yerde, çalıntı yayınlarla profesör olup, maaşının bankamatik fişinden başka “yayın” okumayanlar üniversitelerde dolanıyorsa…

Aziz Sancar, kendisine tüm kapılarını açan, özgür yaşam ve çalışma şartları sağlayan, araştırmalarına parasal destek veren, 300'e yakın bilimsel makale yazmasına, bu makalelere 12 binden fazla atıf almasına ve hepsinin sonunda 40 yıllık bir çalışmanın ürünüyle Nobel kazanmasına yardımcı olan Amerika’da yaşamayacaktı da nerede yaşayacaktı?

***

İki lafım da Prof. Dr. Sayın Aziz Sancar’a…

“Türkiye’ye bilim lazım” demişsiniz ya Hocam…

Bilim, “insan”sız olmaz!...

Bize her şeyden önce, sizin gibi, içi Türkiye ve Atatürk sevgisi dolu, kendisini Mardin’den Tıp Fakültesine taşıyan laik Cumhuriyete nankörlük yapmadan teşekkür edebilen, alçak gönüllü ve çalışkan “insan”lar lazım!

İçimizi titrettin, gözlerimizi yaşarttın, karanlık günlerimizi aydınlattın…

Bizi çok sevindirdin, çok gururlandırdın, çok umutlandırdın…

Başarıların daim olsun…

 

Sağ olasın!

Yayın Tarihi
10.10.2015
Bu makale 1543 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Çok sağolun Emine Hanım. Saygılarımla.

Nezihi Bayık 04.12.2015

Harika yorumunuza bayildim.Sadece Ey Nobel..bi daha da bakmam senden tarafa yazsan olurdu

emine sonmez 10.10.2015

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!