Farkın farkı

Özgür basının taktığı adla Kiziroğlu özgünlüğünde ise Ahmet Davutoğlu’nun 12 Mart Van gezisindeki konuşmasını dikkatlice dinledim.

 

Doğaçlama, prometer denilen yansıtıcıya bağlı kalmadan konuşan Başbakanın her sözcüğünde fark ettim ki iktidar partisinin iki lideri farklı bir üslupla halkın karşısına çıkıyor.

 

Birincisi çatık kaşlı, yüz hatları gerilmiş, vücut dili her an kavgaya hazırmış hissini veren, öfkeli, geçmişle barışık olmayan…  

 

Davutoğlu ise konuşmaları arasına olanca gücüyle empati (duygudaşlık) katmaya çalışan ikinci lider. Öyle olduğu içindir ki uzun zamandır haberlerde bile konuşmalarına tahammül edemediğim bir iktidar liderini son tümcesine kadar izlemeyi başardım.

 

Empati ve antipati liderlerin bilinçaltlarıyla, yaşam biçimleriyle, dünya görüşleriyle oluşur. Davutoğlu kendisiyle barışık ve dolayısıyla sözlerini birer kurşuna dönüştürüp düşüncelerinin şarjörüne sürmüyor. Ve bir de Van’da ki gibi konuşmasına özgünlük kazandırınca benim gibi aklı ayakkabı kutuları skandallarıyla, dış politikadaki anlamsız atraksiyonlarla karışık birine bile kendini dinletmeyi başarabiliyor.

 

Kısacası tribünlerde yer alan biz yurttaşlar; sitemkâr, azarlayan, kin ve nefret kusan, öç almayı politikasının önceliği sayan liderleri sevmiyoruz ve dinlemek bir yana güncel hayatımızın hiçbir alanında görmek istemiyoruz.

 

Ne var ki bu artısına rağmen Davutoğlu’nun hala kendisini Özal’ın gölge Başbakanı Yıldırım Akbulut, Ecevit’in en yakını Hüsamettin Özkan benzerliğinden kurtaramaması affedilmez bir handikap (engel) gibi. Ve bu bağımlılığı onu gerçek anlamda siyasi bir kimlik olmaktan uzak tutacak günü geldiğinde de tarihin sayfalarında iktidardaki iktidarsız olarak gösterilmekten kaçınılmaz kılacaktır.

 

Ahmet Davutoğlu ya kendisi olmak zorundadır ya da aslın gölgesi olmaktan kurtulamayan bir lider olarak siyasi tarihimizin Akbulut ve Özkan örneğindeki kopyası.

 

Anadolu insanı özgünlüğünü yitirmiş hiçbir siyasetçiye saygı duymaz, güvenmez ve inanmaz.

 

Bugün Van konuşmasını canı gönülden dinlerken duygudaşlık ağır bastı. Ama yarın bir başka konuşmasını özgün ve tek başına kararlar veremediği için dinler miyim, yorum yapar mıyım bilemem… Boşuna dememişler :

 

“Başkası olma kendin ol.” Sözünü:

 

“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.” Evrensel felsefesinin sahibi Mevlana’dan feyiz alanlar…

 

Dilerim bu yazımı Kılıçdaroğlu’da okur ve son zamanlardaki öfkeli söylemlerine bir biçim vererek ve işi afraya tafraya dökenlerle aynı kulvarda yer almaz. 

Yayın Tarihi
13.03.2016
Bu makale 254 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!