Her hareketli çocuk Hiperaktif midir?

          Çocuklar duygusal yoğunluktan ya da çevresel faktörlerden dolayı dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtileri gösterebilirler. Ancak doğru tanı tedavinin yarısıdır, bu yüzden titizlikle ve geniş bir şekilde değerlendirmek son derece önemlidir. Bu yazıda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun ne olduğu, nedenleri ve nasıl tedavi edildiği anlatılacaktır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) erken çocukluk yıllarında başlayan bir hastalıktır. DEHB bulunan çocukların dikkat süreleri akranlarından çok daha kısadır. Evde ve okulda dikkatlerini yoğunlaştırmakta zorluk çekerler, çünkü onlar önemli-önemsiz duyumları ayırt etmekte zorlanırlar. Sınıfta hem öğretmeni duyarlar, hem caddedeki arabayı, hem de yandaki sandalyenin gıcırtısını.  Aynı şekilde, hem ders anlatan öğretmeni görür, hem tahtadaki resimleri, hem de yanındaki arkadaşının kazağındaki çizgileri. Odaklanmakta o denli zorlanırlar ki, büsbütün vazgeçerler. Sadece ilgilerini çokça çeken heyecanlı bir film ya da bilgisayar oyununa konsantre olabilirler ve aileler bu nedenle ‘isterse yapar’ düşüncesine kapılır. Yaşıtlarına oranla fazlaca hareketlidirler. Elleri dursa, ayakları durmaz. Uzun süre aynı yerde oturamazlar ve çok konuşmalarıyla dikkat çekerler.  Davranışlarını organize edemezler ve planlı çalışamazlar. Genellikle, sonunu düşünmeden eyleme geçerler. Tehlikeyi kestiremezler ve çok zaman küçük kazalara maruz kalırlar. DEHB üç temel belirti kümesinden oluşur: dikkat eksikliği (dikkatin kolayca dağılması, unutkanlık, başlanan işin yarım bırakılması vs.), aşırı hareketlilik (oturduğu yerde kıpırdanma, ellerin ayakların oynatılması), impulsivite/dürtüsellik (sonucunu düşünmeden davranmak). Diğer yandan, DEHB bulunan çocuklar çok zaman sempatik, şeffaf, yaratıcı, coşkulu ve empati sahibi olurlar.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun üç ayrı biçimi vardır: 1. Dikkat eksikliğinin önde geldiği tip (dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ya yoktur ya da kayda değer şiddette değildir). 2. Aşırı hareketliliğin ve dürtüselliğin önde geldiği tip( Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirgin olarak vardır. Dikkat eksikliği belirtileri vardır, ancak önemsenecek şiddette değildir).3.Birleşik tip (Hem dikkat eksikliği, hem de aşırı hareketlilik – dürtüsellik belirtileri tanı alacak kadar şiddetlidir). En sık görülen tip birleşik tiptir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun varlığından söz edebilmek için belirtilerin yedi yaştan önce başlaması, okul ve ev gibi en az iki ortamda görülmesi, süreklilik göstermesi ve günlük yaşamı etkileyecek boyutta olması gerekir. Okul öncesi çocuklarda tanı koymak zordur, çünkü küçük çocukların çoğu hareketlidir ve davranışları değişkenlik gösterir. Bu durumda en önemlisi zaman içinde değerlendirme yaparak gelişimin izlenmesidir. Değerlendirme yapan uzman, klinik gözlemleri, muayene bulgularını, psikometrik test sonuçlarını aile ve öğretmenden aldığı bilgilerle birleştirerek tanıya ulaşır. DEHB tanısını koymak kolay değildir, çünkü aile içi problemler, sağlık problemleri, öğrenme güçlüğü gibi sorunlar da çocuklarda hareketlilik ve kaoslu davranışlara sebep olabilir. Her ne kadar DEHB belirtileri mevcut olsa da, böyle bir durumda çocuk DEHB tanısı almaz.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun asıl sebebi henüz bilinmese de, bozukluğun oluşumunda biyolojik (nörolojik) ve genetik faktörlerin rolü olduğuna işaret edilmektedir. DEHB’li çocukların beyinlerinin ön kısmında ve limbik sistemde bulunan kimyasal ileticilerin (neurotransmitterler) çalışmasında bozulma olduğu bilinmektedir. Beynin bu bölgeleri konsantre olma, planlama, davranışları kontrol etme, hafıza, motivasyon konularında önemli rol oynamaktadır. Gebelikte ilaç ya da alkol gibi toksinlere maruz kalma, enfeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı ve beyin travması bu çocukların özgeçmişlerinde daha sık bildirilmiştir.  Çevresel faktörler ya da aile tutumları DEHB oluşmasına neden olmaz. Ama bulguların artmasında ya da azalmasında ve ek sorunların çıkmasında etkisi vardır.

DEHB kalıtsal yönü olan bir hastalıktır. Anne ya da babada DEHB olması çocukta bu hastalığın görülme riskini %50-60 oranında artırmaktadır. Yakın akrabalarda görülmesi ise riski %10-30 artırır. Çocukların %1’i DEHB’in ağır şeklini yaşar. Diğer şekillerinin görülme sıklığı %2-4 arasındadır. Erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha sık rastlanır.

         Çocuğa dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğun tanısı konulduysa, ilaç tedavisi son derece etkilidir. Uyarıcı ilaç ‘metilfenidat’ sayesinde dopamin kimyasal iletici sistemi daha iyi çalışır ve hedef belirtiler olan dikkatsizlik, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik üzerinde önemli derecede azalma görülür. Kimyasal iletici (neurotransmitter) üretimi yaş ile arttığı için DEHB’li çocukların bir kısmında erişkin yaşlarda şikayetler kendiliğinden azalır. Ailenin hastalık hakkında bilgi ve destek alması çocuklarına doğru yaklaşımda bulunmaları için önemlidir. Bu çocukların daha fazla düzene ve kurallara ihtiyacı vardır. Enerjilerini boşaltıcı etkinliklerde bulunmaları gerekir. Uzmanın öğretmene hastalık hakkında bilgi vermesi ve iletişim içinde olması önemlidir. Öğretmen, kendisine saygısı ve güveni azalan çocuğun başarılı olduğu alanları bularak, onu desteklemelidir ve planlı çalışmasında yardımcı olmalıdır. DEHB’de başarı ile kullanılan Davranış Terapisi’nde çocuğun güçlüklerle başa çıkma becerisinin geliştirilmesi hedeflenir. Çocuk organize olmayı ve zamanı iyi kullanmayı öğrenir.

DEHB belirtileri mevcut olan ancak bu tanı konulamayan çocuklarda, belirtilere sebep olan kaynaklar araştırılır ve bu anlamda bir çalışma yapılır. Çevresel faktörler (ailenin çocuğa yaklaşımı, tutarlı oluşu, uygulanan ev kuralları, duygusal sorunlar) değerlendirilir ve soruna yönelik terapi başlatılır.
 
         DEHB’li çocuklar orta ya da üst seviyede bir zekaya sahip olsalar bile, eğitimlerine yeterince odaklanamadıkları için, bir yere kadar kompanse edebileceklerdir ve bu yüzden okul hayatlarında başarısızlık yaşayacaklardır.
Tedavi edilmeyen çocuklarda depresyon, kaygı bozukluğu, tik bozuklukları ya da davranış bozuklukları oluşabilir. Çevresindeki insanlar tarafından sürekli eleştirilen çocukların özgüvenleri azalır. Dürtüsel davrandıkları için, antisosyal davranışlar geliştirebilirler. Araştırmalar bu çocukların ergenlik döneminde alkol ve madde kullanımına daha yatkın olduklarını saptamıştır. Bu durum gelecek yaşamları açısından önemli risk oluşturur. Tüm bu nedenlerle, erken tanı konulması ve etkili bir tedaviye zamanında başlanması son derece önemlidir.

 

Seher SAYAN

Çocuk ve Ergen Psikoloğu

www.nevrotik.com

Yayın Tarihi
27.05.2010
Bu makale 11145 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
seherciim annen olarak seninle gurur duyuyorum.. prensesim devamini bekliorum.. yazini gulhanla beraber okuduk.. onun sayesinde yorumumuzu yazdik..

Gulhan Tatli 13.06.2010

çok faydali, ve çok önemli bilgiler içeriyor... çocugu olan her aile bu yaziyi okumali... seni teprik ediyorum sehercigim.. bir sonraki yazini sabirla bekliyorum...

Saliha Tatli 07.06.2010

İÇERİĞİ ÇOK DOLU, FAYDALANDIM. TEŞEKKÜRLER

lerfi sevük 29.05.2010

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!