Her insan , İnsan olarak eşittir..!!

Eskinin, sorunsuz ve karşılıklı sevgi saygıyla yürüyen ömürlük aile kurumlarını günümüzde ki ilişkiler ile karşılaştırdığımızda hiçte küçümsenmeyecek bir tehlikenin ayak seslerini paylaşmak geldi içimden.

Özellikle “KADINA ŞİDDET” adı altında sıkça izlediğimiz bağnaz görüntülere sebep olan,yuvalara ve ilişkilere sinsice sirayet etmeye devam eden bir virüsle yüz yüze yaşar hale geldiğimizin farkında bile değiliz belki de..!

Boşanmaların hat safhaya ulaştığı ve gençlerin yuva kurup idame ettirmekte zorlandığı günümüz koşullarının nedenlerini düşündüğümüzde, ilk neden olarak aile fertleri arasındaki sadakat ve karşılıklı saygının gün geçtikçe yozlaşarak ve anlamını yitirerek, insanları cinsiyetlerini gereği gibi yaşayamaz hale getirdiğini söylemeden geçemeyeceğim..!

Şu kısacık hayatta, eskiden miras kalan ve topluma iyi örnek olmuş değerlerin birer ikişer dünya değiştirmekte olduğunu izlerken, elekten geçerek geriye kalanların arasında “kadın ve erkek olduğunun farkına varıp” aile kavramına güç katarak yol alabileceklerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalmaya devam ediyor. Zira atalarımızdan bugüne “maddiyattan önce maneviyat ve karşılıklı saygı ile beslediğimiz aile değerlerinin” şahsi menfaatler uğruna görmezden gelinerek yol alındığına üzülerek şahit oluyoruz..!

Kadın ve erkekler olarak izliyor ve görüyoruz ki, ruhu erozyona uğramış, cinsiyetlerini kişilik ve şahsi etiketleri ile karıştıran bir toplumdan ancak ruhsuz ve sadece kendini seven kişiler elde ediliyor. Ve neticede, “böl, topla,çarp, çıkar,” menfaatlerini ön plana alan metalleşmiş bir insan topluluğu ile, yürümeyen yuvalar, sevgisiz ilişkiler ve karşılıklı saygıdan yoksun bir aile yapısıyla yüzleşmek zorunda kaldığımız günleri yaşar hale geliyoruz..!

Bu olumsuz yapı eşliğinde, niçin, neden ve nereye kadar diye hesap yaparken de... Sen senlikten, ben benlikten geçerek, karı koca, çoluk çocuk, eş ve dost, birbirimizi, şöyle,

ya da böyle idare eder hale gelerek, zordan ilişkilerle rol kapma ve yaşama çabası içine giriyoruz.

Roller tehlikeli bir biçimde değişmeye devam ediyor..!!

Kadın, kimi zaman kadın, kimi zaman erkek ruhuna sahipmiş gibi davranışlar sergilerken, erkek ise yaratılışındaki erkeklik ruhuyla yaşamak zorunda olduğu halde, kimliğini ve kişiliğini taşımakta zorlanır hale gelerek, cinsiyetlerin birbirine karıştığına ve bu sayede karşılıklı saygı ve sevginin, birazda mecburiyetler nedeniyle zar zor yürüdüğüne şahitlik ediyoruz..!

Günümüzde hiç tasvip etmediğimiz ve esefle kınadığımız bir sorun haline gelen kadına şiddet olaylarını, “ cinsiyetleri dikkate almadan ve herkesi birden aynı potaya koyarak topluma vakfedilen “kadın ve erkek eşitliği gibi terimlerinde tetiklediğini yok sayamayız.

Zira, “Meslekide olsa” hangi etikete sahip olursa olsun, kadın kadınlığını, erkek ise erkekliğini yaşamakta zorlandığı zaman, ortada ne aile, nede aile değerleri kalıyor..

Vakit daha da geç olmadan bu duruma kalıcı başka bir anlam yüklemeli ve bunun farkında olmalıyız!

SAYGILARLA..