Hocanın otlu peynirli ekmeği

Ne güzel günlerdi.

Van’ın Beşyol noktasından iki tarafı kavak ve söğüt ağaçlı yol uzayıp giderdi ta Van Gölü iskelesine kadar.

Ben deyim altı, siz deyin yedi kilometrelik o yeşil yolun bitiş noktası maviydi.

Sabahın erken saatlerinde mahmur gözlerle kalkıp kimi zaman kahvaltısız düştüğümüz o yol bizi ünlü okulumuz, memleketimizin çağdaş eğitim kalesi Van Atatürk Lisesine götürürdü.

Baharın, yazın yemyeşil, sonbahar altına dönüşmüş hazan renkli, kışın ise gelinlik giymişçesine o bembeyaz yolda heyecanla koşardık okulumuza.

Dadaşın hâkim olduğu okulumuzun kantini zemin kattaydı. Ama bizim gönlümüz okulun taş duvarının hemen köşesinde bizden önce yerini almış Hoca’nın minik büfesiydi.

Hoca da hocaydı hani. Güler yüzlü, öğrenci dostu… Selamımıza selam veren, günaydınımıza günaydın diyen… Harçlığımız olmadığı zaman:

“Bugün de benden olsun.” Ya da:

“Olunca verirsin üzülme.” Diyen babacan, iyi yürekli…

Ne kadar lezzetliydi… Bir gün olsun bile bayat ekmek arasına sarmazdı Van’ın otlu peynirini, domatesi, maydanozu. Biz dersteyken hazırlar, karnımızı doyurmaya zaman kazandırırdı. Başka memleketten gelen memur çocukları önce yadırgardı Hocanın sihirli yarım ekmeklerini sonra da alışıp bizden önce koşarlardı.

Güler anamın akşamdan ekmek arası yaptıklarını kimi zaman çantamda unuturdum. Eve döndüğümde:

“Hım! Yine o Hocanın ekmeği, bizimkinden lezzetli gelmiş.” Diye sitem ederdi.

Bazen memleketten gelen otlu peyniri gecenin bir saatinde ekmek arasına serip, arasına dilim dilim domates ve maydanoz koyarak Hocanın otlu peynirli ekmeğinin tadını ararım. Ancak asla o tadı bulamam. Bağımlılık yapan o tat o günlerin tadıymış.

Antalya’da köy okullarında çalışırken sabah erken gelen çocuklarıma karnı acıkan varsa on dakika izin var ama teneffüs yok derdim. Hiç birisi bu önerime yanaşmaz:

“Öğretmenim çomaçlarımızı teneffüste yeriz.” Derlerdi.

Çomaç, Akdeniz çocuklarının arasına katık kattıkları bir çeşit Hocanın otlu peynir, domatesli ekmeğiydi. Onlar okulun bahçesinde çomaçlarına yumulurken, beynimin içindeki sinema makinem de anılarımın filmini geriye sarıp Van’a götürür, Atatürk Lisesinin bahçe duvarının köşesindeki Hocanın ekmek teknesinin önünde sıraya dizerdi.

 
 
 
Yayın Tarihi
28.09.2016
Bu makale 320 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!