Hükümranlığa rest!

Halkın iradesi, vekillik sorumluluğu verdiği partilerin üst yönetiminde tecelli etmeye başladı.

 

C.H.P çok önemli bir adım attı, ülkenin dört bir yanındaki vekillerinden AKP’li bir koalisyon hükümeti kurup kuramayacağını sordu.

 

Yanıt Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin elini rahatlatacak içerikte:

 

“Hiçbir şekilde AKP ile hükümet ortaklığı kurulmayacak!”

 

Bir diğer gelişme de yüzde altmış oranı oluşturan üç partinin liderinin tavrında biçimlendi.

 

Haber kaynakları, cumhurbaşkanının, üç parti lideriyle görüşme talebinin retle sonuçlandığını kamuoyuna duyurdu.

 

Hep altını çizerek söylediğim o söz yine siyasi hayatımıza mührünü vurdu:

 

“Rüzgâr eken fırtına biçer!”

 

C.HP, M.H.P ve HDP liderlerinin bu tavrı tartışılırsa haklı gerekçelerinin de olduğu hemen yansıyacaktır.

 

Seçim öncesi Cumhurbaşkanının tarafsızlığını bir tarafa bırakarak seçim meydanlarına çıkması, söz konusu görüşme davetinin reddedilmesi gerekçelerinin sadece bir tanesidir. Bu bile yüzde altmışlık oy oranına sahip partilerin verdiği kararı mantıkla bağdaştırmakta ve zirvedeki güvensizliği açıkça göstermektedir.

 

Bir ülkenin en üst yönetiminde yaşanacak bu şokun dalgalarının sonuçlarına bakılmadan… Üç partinin de liderlerinin eteklerindeki taşları dökerek nihai bir koalisyon için çalışma başlatmaları artık geri dönülmez bir zorunluluktur. Çünkü bir ülkede yönetim kurulmasındaki en küçük bir sürünceme ve yaratacağı kayıp zaman sosyal ve ekonomik anlamda eksiler yaratmaya başlar.

 

Okurlarım bu son gelişme sonrası üç parti liderinin saray hükümranlığına tavizsiz tavır almasının AKP içinde yaratacağı sıkıntıların boyutunu soruyorlar.

 

Kişisel görüşüm, karizmatik liderlerinin iyi bir satranç oyuncusu olmayışının yaratacağı dalgalanmalardır. Bu durumda yaşanacak minik dalgalar çok kısa sürede parti içinde derin iç dalgalanmaları çoğaltacaktır. Böyle bir oluşum kesinlikle çözülmelere kapı aralayacak ve M.H. P ile HDP’in meclisteki seçim sonrası oluşan milletvekili sayısına kaçış artıları eklenecektir.

 

Bu son ve olağanüstü durum hükümranlığa rest çekilmesidir:

 

“Ben sıradan bir Cumhurbaşkanı olmayacağım.” Diyen üst mevkiinin seçim öncesi ve sonrasının muhasebesini yapması için tarihsel bir andır.

 

Diğer önemli bir olumlu sonuç daha var ki o da yüzde altmışlık seçmene sahip üç partinin liderlerinin tabandan gelen seslere kulak vermesi ve seçim sonrasını çok iyi tahlil etmeleridir.

Yayın Tarihi
17.06.2015
Bu makale 303 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!