Hüseyin Arıkan

Hayalleri olan insanlar ölmezler.
Tıpkı arkasında ölümsüz bir eser bırakan insanlar gibi, hayalleri yaşamaya devam ederken onlar da yaşarlar.
Hüseyin Arıkan da gerçekleşen ve gerçekleşemeyen hayalleri yaşadıkça yaşamaya devam edecek olan bir merhum artık…
1980’li yıllarda Türkiye’de bankacılığın hiç de güven vermediği bir dönemde; Vakıflar Bankası gibi o yıllarda sıradan bir bankanın şube müdürü olarak Alanya’ya atanmıştı.
Kendisiyle mesaimiz benim üniversiteden ve zorunlu Babıali stajından (!) dönüşümle birlikte başlar.
80’li yılların sonlarıdır.
Alanya’nın ve elbette Türkiye’nin yeni yeni kitle turizmine başladığı yıllar…
Alanya’da otel sayısı iki elin parmaklarından biraz fazla…
Nitelikli yatak sayısı 5-10 bin düzeyinde…
Ev pansiyonlarının popüler dönemi…
Turizme kıyısından kenarından kim bulaşmışsa, Vakıflar Bankası’ndan kredi kullanıyor.
Hüseyin Arıkan korkusuzca, risk alarak ve cesaret vererek, “Yap yiğit” diyor.
Krediyi ödeyemedin mi yenisini açıyor.
Yeter ki, otel yap, yatak yap, turist gelsin, para girsin memlekete…
Alanya merkezdeki irili ufaklı turistik tesislerin yarısından fazlası Vakıflar Bankası’nın ilk defa Alanya’da uyguladığı turizm kredisi ile yapıldı.
Bu kredinin mucidi Hüseyin Arıkan’dır.
Körfez krizi yıllarında (1991-92) bu krediler yüzünden çok çekti Alanya ve tabiî ki Hüseyin Arıkan…
Neredeyse, “suçlu” ilan edildi.
Oysa, o gün O’nun vizyonu ve cesareti olmasaydı; turizmde başı çeken bir Alanya hiçbir zaman olmayacaktı.
O gün yapılan otellerin bazıları el değiştirseler de bugün Alanya’nın turizm potansiyelinin içinde yerlerini koruyorlar.
Pek çoğu büyüyerek, gelişerek ve otel zincirleri oluşturarak geldi bugünlere…
Pek azı ya batıp gitti ya da konuta dönüştü.
Neticede, O’nun hayali turizmde başa güreşen bir Alanya yaratmaktı.
Hayali gerçek oldu.
ALANYASPOR
1980’li yıllara girerken Alanyaspor diye bir kulüp kalmamıştı.
Alanya Kale Gençlik vardı.
O da mali sıkıntılar içindeydi.
Antalya Amatör Küme’ye bile katılamıyordu.
1982 yılında genç banka müdürü Hüseyin Arıkan, “Alanyaspor’u yeniden kurmalıyız ve yaşatmalıyız” dedi.
“Hatta, Alanyaspor, profesyonel ligde Antalyaspor’la oynamalı” diyerek, uçuk bir hedef koydu.
Kimse inanmadı belki ama O inanmıştı.
Alanyaspor için herkesi bir araya getirdi.
İşadamları ve turizmcilerden mali yardım alarak, Alanyaspor’u kurdu ve iki yıl üst üste Antalya Amatör Küme’de oynamasını sağladı.
1984’te ilk kez kurulan Türkiye 3. Futbol Ligi’ne alınmasında da başrolde O vardı.
Nitekim, Alanyaspor 1988’de şampiyon olarak 2. lige çıktı ve Antalyaspor’la aynı gurupta mücadele etmeye başladı.
Neticede, O’nun hayali Antalyaspor’la aynı gurupta oynayan bir Alanyaspor’du.
Hayali gerçek oldu.
ALKOD
Alanya’da 1990’lı yıllara girilirken hiç de hoş olmayan bir süreç başlamıştı.
Turizmin ivme kazanmasıyla birlikte yoğun göç almaya başlayan Alanya’ya tabiri caizse ipsiz sapsız potansiyel suçlular da geliyordu.
Özellikle plajlarda her gün olaylar çıkıyordu.
Seyyar satıcılık yapmak isteyenler turist açısından ciddi bir tehdit oluştururken, belediye ve güvenlik güçleri etkisiz kalıyordu.
Büyüyen Alanya’nın “İL olmak” gibi bir gündemi de vardı.
Antalya-Alanya yolunda her gün kazalar oluyor; insanlar ölüyordu.
Alanya’nın giderek kontrolden çıkan çarpık gelişimi ve betonlaşması hepimizi endişelendiriyordu.
Alanya’nın sosyal ve kültürel değerleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.
Ve tüm bu sorunların yerel sivil inisiyatifle baskı oluşturmak suretiyle çözülebileceğine inanıyordu.
1991’de bir araya geldik.
O, ben, Hasan Sipahioğlu, Emin Müftüoğlu, Hasan Uysal, Mahmut Köse, Ali Rıza Gündoğmuş, Emin Sarıkadıoğlu, Süleyman Tok ve (Merhum) Rıza Pehlivan, Haşim Yetkin, Oğuz Korum.
Nitekim, O’nun hayali Alanya’nın her kesimden ileri gelenlerle bir dernek çatısı altında buluşabilmek adına Alanya Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği (ALKOD) kurmaktı.
Hayali gerçek oldu.
ALANYA BANKASI
1990’lı yıllarda banka kurmak kolaydı.
Hep derdi ki, “Körfez krizinde bankalar bize sırtını döndü. Eğer kendi bankamız olsaydı, bize sırtını dönmez, tam tersine yanımızda olurdu. Alanya’nın zenginleri bir araya gelelim, Alanya Bankası’nı kuralım.”
Kimseyi ikna edemedi.
Herkes adeta kaçtı.
Hayalcilikle suçlayanlar oldu.
Ama, sadece O inanıyordu.
O yıllarda 50-100 bin liraya Alanya Bankası kurulabilseydi eğer, bugün değeri milyar dolarlarla ölçülüyor olurdu.
Alanya’nın sahip olduğu milyar dolarlık bir banka neler yapmazdı ki?
Hayali gerçekleşmedi.
ORTAKLIKLAR
Alanya’da ortaklık kültürünün gelişmediğinden şikayetçiydi.
“Ortak olamazsak güç birliği yapamayız ve büyüyemeyiz. Büyüklere hep yem oluruz” diyordu.
ALTAŞ diye kendinin de içinde olduğu bir süpermarket ortaklığına girişti.
Ortaklık yürümedi.
DAB diye yine kendinin de içinde olduğu bir inşaat gurubu kurdu.
Ortaklık yürümedi.
Kendisi içinde olmadan çok sayıda ortaklığı teşvik etti ve kurdurdu ama ne yazık ki pek çoğu başarısız oldu.
“Alanya’nın mayasında ortaklık yok. Herkes ağalığa alışmış. Dükkan benim olsun küçük olsun felsefesini yenemedik” diyecekti.
Hayali gerçekleşmedi.
SON SÖZ
Gerçekleşen ve gerçekleşmeyen hayalleriyle yaşıyor O…
Ve de hep yaşayacak…
İyi bir Galatasaray’lıydı.
Son hedeflerinden birisi de, “Alanya Galatasaraylılar Derneği”ni kurdurmaktı.
Bu konuda, “Benden geçti, artık sizler kuracaksınız” derdi.
İtiraf etmeliyim ki, bu konuda ben de yeterince inisiyatif almadım.
Bundan sonra bunu bir vasiyet gibi kabul ediyorum.
Ben içinde olmasam da bir dernek oluşumunu sağlamaya gayret edeceğim.
Seni çok özleyeceğiz Hüseyin abi…
Allah mekanını cennet eylesin.
Amin.
Yayın Tarihi
22.02.2012
Bu makale 10827 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!