İblis

Eski Yunan’ca da İblis yanıltıcı, aldatıcı olarak açıklanır.

 

 

Dini kitaplarda ise İblis’in bir zamanlar meleklerin eğiticisi ve öğreticisi olduğu sonra da şımararak kendini beğenip, Tanrı’ya ihanet ettiği anlatılır. Din filozofları da İblis’i cehennem zebanisi olarak tarif ederler.

İblisle ilgili tüm araştırmaların odak noktasında ise tarif daha da belirginleşir. Görülür ki bütün diktatörler birer iblistir.

Şili’de Pinochet, Irak’ta Saddam Hüseyin, İtalya’da Mussoloni, İspanya’da Franco, Almanya’da Hitler ve diğer kanlı diktatörlerin yaşamları ve özgeçmişleri incelendiğinde tıpa tıp iblise benzedikleri görülür.

Aldatıcıdırlar… Kendileri gibi düşünmeyenleri ve inanmayanları düşman saflarda görürler. Ya bizdensin ya da hasmımsın tavrı sergilerler. En kolay kandırma yöntemleri din ve Allah’tır. Çünkü bilirler ki zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şeyi olmayan insanları hayata bağlayan tek tutku inançlarıdır. Dolayısıyla kitleleri Allah’la aldatırlar.

Ayrıştırıcı ve parçalayıcıdırlar… Mezhep, düşünce ayrılıklarını öylesine derinleştirirler ki toplumsal hayatın bütün alanlarını uçurumlara dönüştürürler.

Yalancıdırlar… Bugün söylediklerini yarın söylemedim diye inkâr ederler.

İftiracıdırlar… Tarihte yaşananları çarpıtarak millete mal olmuş şahsiyetleri karalarlar.

Cukkacıdırlar… Devletin olanaklarını har vurup harman savururlar. Deveyi hamdıyla götürürken etraflarındaki soytarılara, şakşakçılara kemik yalatırlar.

Kirlidirler… Ruhlarını satacak kadar basitleşirler…

 

Bencil ve nakızdırlar… Kendi doğruları dışındaki doğrulara kulak asmazlar.

Düz mantıktırlar… Toplumun nabzını dinlemek yerine ön yargılarıyla hareket ederler.

12 Eylül’ün komutanı da öyle yaptı. Toplumu saran sosyal çatışmaların suçlusu olarak öncelikle ilerici düşüncede olanları hedef aldı. Baktı ki kutuplaşmış dünyanın diğer bloğundan tepkiler gelecek çark edip kıyımın içine sağ görüşte olan milliyetçi grupları da dâhil etti. Darbe stratejisini yapanlar sağsız ve solsuz yeni bir dönemin temelini hedeflemişlerdi. Her dönemin yaltakçısı olan ve sağdan da soldan da beslenen badem bıyıklı tayfası gelecek günlere hazırlanacaktı. Tekinin bile kılına dokunulmadı.

Öte yanda devrimci ve ülkücü gençlik için acılar silsilesinin senaryosu hazırlanmıştı. Ceza evlerinin özel koğuşlarına işkence haneleri yerleştirdi. Filistin askısı, yirmi dört saat ışık altında bırakma, su içinde bekletme, falakadan sonra tuzlu su üzerinde yürütme, kum çuvalları arasına sıkıştırarak sopayla dövme, cinsel organlara elektrik verip, cop sokma ve dünyanın en aşağılık işkencelerini tatbik etmek 12 Eylül diktatörlüğünün özeti oldu.

Peygamber ocağı olarak adlandırılan kışlaların onurlu komutanlarını da darbesine alet etti. Bütün bir ülke kan ağlarken ve korku dağları beklerken alkış sadece emperyalist efendilerinden geldi.

“İyi iş başardı bizimkiler.” Dedi okyanus ötesindeki Beyaz Sarayın efendileri. Haksızlıklar karşısında bilindik hödük takımı esas duruşa geçti.

Şimdi bir iblis, kahramanların ve şehitlerin kabristanına gömülecek.

Yine unutacağız yaşı büyütülüp de asılan henüz bıyıkları terlememiş o delikanlı için söylediği:

“Asmayıp ta besleyecek miydik!” Sözünü.

Oysa ibreti âlem için iblislerin ne cenaze namazı kılınmalı ne de mezar taşları olmalı. Tıpkı cellâtların mezarlarının olmadığı gibi… Ve kurulacak bir araştırma komisyonu hem mevtanın hem de yakınlarının tüm servetini didik didik ederek milletin sırtından haksız yere varsa alınmış haramını, hazineye irat olarak kaydedilmeli. Yoksa tüm bu veryansınlar boş bir kubbede seda olmaktan öteye geçebilir mi?

Kısacası haksızlık ve zalimlik yapan iblislerin yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı. Kalmamalı ki ardından gelenler de aynı hataya düşmemeli. Bilinmeli ki milletin ve yurdun düşmanlığını yapanların cezası affedilmemektir.

 

Değerli bir okurumun diktatörle ilgili yazdıklarıma:

“Bırak öteki dünyada belasını bulacak.” Sözüne de katılmıyorum. Zalimler önce bu dünyada yaptıklarının cezasın çekmeli ki heveslileri cesaret bulmasın.

Hem merhametimizi, merhametsizlere hiçbir şey yaşanmamış gibi sunarsak bu dünya zalimlerden geçilir mi?

Yayın Tarihi
14.05.2015
Bu makale 196 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!