İnovasyon (yenilik) muhabbeti !

Bizim sanayiciler genellikle teknoloji hazırlopçusudur! Teknolojiyi makine ve donanımıyla birlikte ithal eder, fabrika binasına yerleştirir ve üretime başlar. Bırakın yerli teknoloji üretmeyi;

ithal teknolojiyi “özgün” katkılarla geliştirmek, yerlileştirmek ve içselleştirmek aklından bile geçmez. Yatırım bilinci, bilimsel bilgiyle ilişkisi bu derece sınırlıdır.

   Bugün, başta otomotiv olmak üzere imalât sektörünü taşıyan, ürünü ve teknolojik seviyesi nispeten iyi, ayda 1 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirebilen alt sanayi sektörü sayısı beş, bilemediniz altı. Bunların teknolojisi de, otomotivdeki gibi, ana yabancı şirketin  lisansına bağımlı veya ithâl.

    Teknoloji özürlü bütün sanayi kollarında düşük verimlilik, yüksek maliyet ve zayıf rekabet gücü sorunları yaşanıyor. Türkiye sanayi zayıf rekabet gücünü “yoksulluk-yoksunluk” hattında tuttuğu düşük ücret politikasıyla aşmaya çalışıyor. Daha doğrusu çalışıyordu; ama artık o yol da tıkandı.

    Hâl bu iken, son zamanlarda  ekonomi dünyasında bir “inovasyon” muhabbetidir gidiyor. Muhabbet sözcüğünü küçümsemek için kullanmıyorum. Türkiye sanayiini yüksek katma değerli, yeni talep yaratabilecek ürün yelpazesine dönüştürecek  “yeniden yapılanmanın” yolunu yordamını konuşmak iyidir. Ama, papağan gibi her ortamda “inovasyona” övgüler düzmekle yetinmek, lâfazanlıktan başka bir şey değildir!

   NEDİR BU İNOVASYON? 

      Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilâtı (OECD)’nın kabul görmüş tanımlamasına göre, “İnovasyon, yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır.”

    “İnovasyon, yeni fikirleri (ürün, metot veya hizmet gibi) değer yaratan çıktılara dönüştürme sürecidir. Bu süreç iki temel basamaktan oluşur. (…) İlk basamak, yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasıdır. Emek ve yatırım gerektiren ikinci basamak ise ortaya çıkartılan yeni ve yaratıcı fikirlerin ticarileştirilmesi, (…) katma değer yaratan ürün, metot veya hizmetlere dönüştürülmesidir.

   “(…) bir ülke için sürdürülebilir büyüme, toplumsal gönenç ve artan iş olanakları anlamına geldiğinden, inovasyon için gereken ortamın oluşturulması devletler için birinci öncelik olarak kabul edilir. Bu da başarıyla çalışan bir sistemin kurulmasını ve etkin politikaların tasarlanıp uygulanmasını gerektirir.

    İnovasyonda sistem yaklaşımı, hem bilginin üretilmesi hem de yayılarak uygulanması süreçlerini kapsadığından politikanın odağı, kurumlar arasındaki etkileşime dayanır. ‘Ulusal inovasyon sistemi’ bu kurumlar bütününü ve aralarındaki bilgi, finansman ve regülasyon akışını tanımlayan dinamik bir sistemi ifade eder.” (Kaynak: Vikipedi.)

  YENİLENMENİN SİSTEMİDİR!    

    Bu tanımlama bütün bağlamıyla inovasyonun başlı başına bir sistem gerektirdiğini; bu sistemin ancak teşvik etmeyi yeterli gören hükümetlerin, hazırlopçuluktan vazgeçmeyen sanayicilerin ve diğer sektörlerin, bu işi basit proje uygulayıcılığı sanan akademinin “huy değiştirmesiyle” oluşturulabileceğini anlatıyor.

   Peki, Türkiye’de böyle bir yapılanma var mı? Hükümetler, ekonomi yönetimleri şimdiye kadar tutarlı, gerçekçi, sürdürülebilir, denetlenebilir bir inovasyon politikası ve stratejisi geliştirebildiler mi? Kamuoyuna açıklanan son teşvik paketinde, geçmiştekiler gibi, yok yok. İnovasyon ve Ar-Ge de bunların arasında.

   Teşvik tamam da Ar-ge yapacağım, yenilikçi ürün çıkaracağım deyip, kamu teşviklerinden yararlananlar, bugüne kadar sanayiye, tarıma, hlizmet sektörüne ne kattılar, bilen var mı? Teşviki veren kamu otoriteleri sahada neler olup bittiğini izliyor mu?

    Tablo ortada: İmalât sektörünün ihraç ürünlerinde yüksek teknolojili ürün oranı AKP dönemi dahil yıllardır yerinde sayıyor; yüzde 3,2. Güney Kore hatta  Meksika bile yüzde 31,8 ile Türkiye’yi dokuza katlıyor! Yüz ağartan bir tablo değil bu. Ama bu konuda “sallama” konuşmayı seven iş dünyası konuşkanlarının Türkiyesi’nde kimsenin yüzü kızarmıyor. Nasıl olsa inovasyon muhabbeti, yapmaktan çok daha kolay!
 

Yayın Tarihi
25.09.2016
Bu makale 1359 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!