İnsan Sevdiğini Hiç Üzer mi'

Pepee’yi bilirsiniz. Bilmiyorsanız da asap bozucu derecede mükemmel bir ailesi olan, aile içinde kimsenin birbirine kızıp bağırmadığı, anne babasının sinirlerinin alındığı, tüm geleneklere uyumlu, olması gereken her türlü imrenilecek huya suya sahip bir kişilik. Bir Türk çizgi film kahramanı.

O soruyor başlıkta yer alan bu soruyu. Sonra sizin de sevdiklerinizi sırayla üzdüğünüz bir gün, içtiğiniz mi yediğiniz mi belli olmayan kahvenizin vücut bulduğu cam bir fincanının üzerinde, birden ilişiveriyor gözünüze bu soru. 

Üzer mi?

Bilmem ben…

Düşünelim o vakit.

Mesela insan en çok yaratanı üzer. Bunaldığında, dünyevi işlerin içinden çıkamadığında, dikip onun bahşettiği bir çift gözü gökyüzüne sorup durur hadsizlik içinde. Yine onun bahşettiği gözlerinden akıtmakta pek bir bonkör davrandığı yaşları eşliğinde; “Sordun mu sen bana, benim dünyaya gelmek isteyip istemediğimi? Sordun mu ki bu denli yükü (en büyük yük bize ait ya) koydun sırtıma taşı diye? Sınav ise tüm bunlar… Sordun mu bu sınava girmek isteyip istemediğimi?”.

Sonra sular durulup her şey güzelleştiğinde unutuverir yaratan ile yaptığı bu konuşmaları, sitemleri, istekleri, duaları. Yakındığı nankörlüğün, bencilliğin en büyüğünü ona karşı yapar. Unutarak onu. 

Ta ki bir sonraki dara düşüşüne kadar…

Sonra insan en çok çocuklarını üzer Pepee. Halbuki en kıymetli varlığıdır insanın çocuğu. Hem canını vermeye hazırdır onun uğruna, hem de en çok onunla didişir, kavga eder, bağırıp çağırır. Hoş sizin muhteşem ailenizde pek rastlanılır bir durum değildir bu. 

Sıra gelir ana baba ve kardeşe. Ne büyük ikilemdir yine yaşanan. Hem onlar olmadan nefes alamayız, hem de en büyük kaprisi, nazı, inatlaşmayı, en büyük kavgaları yine onlarla yaparız. 

Ya sevdiğin… Varsa eğer bir sevdiğin vay haline. Tıpkı diğer sevdiklerin gibi, onun da en çok üzülecekler listesinde ilk başlardadır sırası.

Ya biz… Bana sorsalar hayatta en çok kimi üzdün ve üzüyorsun diye. Burcu’yu derdim. Ne de değişmez kati bir cevaptır bu…

Eğer birini üzmüyorsak bunun anlamı, “çok da sevmiyoruz” demek olabilir mi? 

Patronunu, amirini çok üzen birini gördünüz mü?:) Yada samimi olmadığı komşusunu, pek de sevmediği arkadaşını, o teyzeyi, bu amcayı, milletin çocuklarını üzeni gördünüz mü? Üzebilir miyiz? Üzmeyiz. Üzemeyiz!

Demek ki üzmek ve üzülmek gibi duygular, sadece ve sadece sevgi temellidir.

Sevmediğimiz bir canlının bizi üzmesine veya bizim onu üzmemize imkan yoktur. O ancak bizi sinirlendirebilir. Kin ve nefret doldurabilir (yapımız elverişli ise). Ama üzülmeyiz. Yanmaz içimiz. Acımaz, daralmaz yüreğimiz. 

Yani Pepee, insan sevdiğini hiç üzer mi? diye sorduğun sorunun cevabı şu ola ki; Evet canım üzer. Hem de ne çok üzer. Unutmadan;

“İnsan en çok sevdiğini üzer”.

 

Yayın Tarihi
19.09.2016
Bu makale 3011 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!