İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!

Osmanlı’nın kurucu bilgelerinden Şeyh Edebali’inin tarihe iz bırakan sözlerinden biridir:

 

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” Sözü.

 

Kendilerini “Osmanlı oğlanlarının” liderleri görenler acaba bu sözün bilincinde midirler? Sanmıyorum!

 

Tarih: 10.Ekim.2015…

 

Ülke : Türkiye…

 

Yer  :  Türkiye’nin başkenti Ankara!

 

Etkinlik: Barış için yürüyüş mitingi!

 

Sonuç :Patlayan bombalar yiten yüze yakın barışsever yürekli yiğit insanlarımız!

 

Olay yerinden gelen bilgiler güvenlik zaafının yaşandığı ve paramparça edilen insanlara ambulansların yarım saate kadar ulaşamamasıyla ilgili.

 

Basın açıklamasını yapan İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı ise olayla ilgili en küçük güvenlik ihmalinin olmadığını açıklıyorlar.

 

Hürriyet Gazetesi yazarlarından gazeteci Faruk Bildirici’nin sıcağı sıcağına açıklamalarında ise basın açıklamalarına tam tersi ifadeler yer alıyor. Haber kanallarına olayla ilgili bilgiler ve tanık ifadeleri geldikçe görülüyor ki durum vahim!

 

Ve dönüyoruz Şeyh Edebali’nin sözüne:

 

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Demiş… Kime? Damadı ve Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Bey’e…

 

Basın toplantısındaki İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın olayla ilgili demeçlerine dönüyoruz. Koltuklarında bile süklüm püklüm oturan devletin can alıcı makamlarındaki iki insanın sözlerinin tanık ifadelerinde geçerliliğini yitirdiğini açıklıyoruz.

 

Şimdi bırakalım güvenlik zafiyetini… Ya organizasyonu üstlenenler?

 

Onlar hiç mi hesaplarını kanlı bir tuzak olasılığına göre yapamadılar?

 

Terörle çalkalanan bir ülkenin ve istihbarat örgütlerinin Allah’a emanet çalışmalarını irdeleyemediler?

 

Yürüyüş kortejlerinde deneyimli üyelerini görevlendirmek gelmedi mi akıllarına?

 

Etraftaki “derin” sessizliği algılamakta bu kadar mı aymaz, umursamaz oldular?

 

Kan ve şiddet olaylarının tırmandığı bir süreçte; binleri, yüz binleri Ankara’da toplayanlar, insanı yaşat ki devlet yaşasın yerine; insanı kul et ki, kara düzen devam etsini yeğleyenlerin beceriksizliklerini nasıl değerlendiremediler?

 

Tek bir insanın üst kontrolünün yapılmadığı onların beyinlerinde:

 

“En küçük toplantı ve demokratik eylemi bile barikatlar kuşatmasına, polis çemberine,  alanlar neden ortalıkta görünmüyor?” Sorusu belirmedi mi?

 

Hani şairin de dediği gibi:

 

“Kabahat sende diyorum ya kabahatin çoğu senin canım kardeşim.”

 

Ankara katliamı Türkiye için kara ve kapkara bir gündür!

 

Devlet istihbaratı ve güvenliği ne yazık ki sıfırlanmıştır!

 

Gidenler geri gelmeyecektir ama vicdanlara serin su serpecek tek adım da sorumluların ve bu ülkeyi yönetiyorum diyenlerin bir daha geri dönmemek üzere görevlerinden istifa edip gitmeleridir.

 

Zaaf bellidir.

 

Formül de insanı insanca yaşat ki devlet yaşasın felsefesi içindedir. 

 

 

Yayın Tarihi
11.10.2015
Bu makale 282 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!