İroni

Hataların tekrarı yanlışlığa, yanlışlığın sürekliliği haksızlığa dönüştüğünde kitle tepkisi ne olur hiç düşündünüz mü?

 

Bir maç düşünün…

Tribünler ağzına kadar dolu.

Takımların taraftarları heyecandan yerlerinde duramıyor.

Ve maç başlıyor… Karşılıklı hücumlar… Bel kıran çalımla savunmadaki oyuncuları aşan hücum oyuncusu son savunma oyuncusu tarafından belinden sarılarak düşürülüyor. Hakemde Tık yok… Yan hakemler olaya kayıtsız. Ve kaleci mutlak bir gol tehlikesini yanı başına düşen topu tutarak önlüyor. Hücumu net bir hata ile durduran takımın taraftarı sessiz, ancak hücumu haksız yere önlenen takım taraftarı yeri göğü inletiyor.

Bu durumda ne olur?

Hakemler alkışla mı yoksa kulakları çınlatan ıslık ve yuh sesleriyle mi protesto edilir?

Hadi bu hakemin ıskaladığı ilk hatası olsun… Maç devam eder. Ve mutlak gol bulma pozisyonu yakalayan takımın bu kez ileri uç oyuncusu on sekiz çizgisinde düşürülür. Hakem ve yardımcı hakemler olayı yine görmezden gelirler.  İkinci kez haksızlığa uğrayan takımın futbolcuları saç baş yolmaktadır. Taraftarlarını artık durdurmak olanaksızdır. Tribünlerdeki yuh ve ıslık seslerinin yerini artık bariz küfürler almıştır. Ve hatta çizgi hakemi tribünlerden atılan yabancı cisim yağmuruna tutulmuştur.

Hakem maçı durdurur. Gözlemci hakemle konuşarak stat güvenliği için anons yaptırarak seyircileri soğukkanlı olmaya davet eder.

Ancak iş çığırından çıkmış hakem hataları somut yanlışlığa dönüşmüştür.

Ana Muhalefet Partisi, iktidarı yaptığı yanlış ve toplumsal hayatı etkileyen uygulamalara tepkiyi öfkeli yığınlar oluşturarak kınamak yerine ilginç bir yöntemi devreye koydu.

Islık yok…

Yuh yok…

Küfür hiç yok.

Ne var peki?

Alkış!

Şimdiye kadar yapılan tüm hatalar alkışlarla protesto ediliyor.

Elbette ki bu yöntemin adı ironi…

Tepkinin yerine çok daha akılcı bir eleştiri geliştirildi.

Ana muhalefet partisi liderinin ve arkadaşlarının mitinglerinde artık alkış sesi duyulacak.

C.H.P’nin bu uygulamanın ardından sunduğu ekonomik vaatler de kitlelerde yankı buldu. Özellikle emekliler seçim tarihinin gelmesini iple çeker oldu. Çünkü durumları içler acısı… Sadece emekliler değil. C.H.P halktan dört yıllık vekâlet vermesi halinde uygulamaya sokacağı ekonomi politikanın elle tutulur vaatlerle örtüşünce heyecan ikiye katlandı. Bir başka artı getiren adımı da milletvekillerini demokratik yollarla ön seçim yoklaması yaparak belirlemesi oldu.

Kısacası bütün bir ülkenin alkışlarla inleyecek duruma geldiği an var olan iktidar için bilin ki artık tehlike çanları çalmaya başlamıştır.

Kitleler bir şey daha istiyor kabuğunu kıran C.H.P’ den… Mutlaka ama mutlaka olup biten yanlışlarda ve haksızlıklarda suçu, kabahati olanlardan hesap sorulmasını!

Yani yanlış yapanın yanına yaptığının kâr bırakılmaması.

Zaten bırakmak:

“Ben de yönettiğim de hata yaparım.” Anlamına gelir ki sabır taşı çatlamış halk böyle bir kaypaklığı asla affetmez.

 

Yayın Tarihi
26.04.2015
Bu makale 207 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!