İzmir’in dağlarında çiçekler açardı bir zamanlar. Marşı bile bestelenmişti. Ne çiçek kalmış ne ağaç yazık ki. En ıssız tepelerini bile gökdelenler doldurmuş. On beş gün geçirdim , kızı deniz, denizi kız kokan o kentte. Sağ olsun dostlarım , evlerini , yüreklerini,yataklarını açtılar bize. Gecelerini,gündüzlerini bizlerle paylaştılar.Arabalarıyla , Karşıyaka’ dan Urla’ya kadar tüm kıyıları gezdirdiler. Şaşırdım kaldım. Ne zeytinlikler kalmış, ne mandalina bahçeleri. Değişim olması bir yere kadar normal ama, aması var. Bu kadar da olmaz be ya dedirttiriyor adama.
Körfez vapurları tüm çalışkanlıklarıyla seferlerini sürdürüyor iki yaka arasında .Bana düşler kurduran,bir yıl boyunca her Türkçe dersinde beşinci öğrenci olarak derse kalkmamı hazırlayan körfez vapurları.Sıram cam kenarındaydı .Körfez,martılar,şarpiler, karşı sahile gidip gelen vapurlar çekici gelirdi.Dalıp gidermişim.Türkçe öğretmenim,derse ilgimi çekmek için,tahtaya kaldırdığı her dört öğrencinin beşincisi olarak beni de kaldırırdı.Arkadaşların takıldıkları soruları bana sorardı. Hey gidi günler hey , diyerek geçmiş günleri yad ettim körfez vapurlarına bakarken.Ne var ki çoğalmışlar.Aralarına aralı vapurlar da eklenmiş.Gece yarılarına kadar seferlerini sürdürüyorlar.
Tütün ekilen tarlaları da göremedim. Bozyaka da oturmuştuk bir zamanlar. Evimiz yol kıyısındaydı. Arka bahçemizin arkasında da tütün tarlaları başlardı. Sabahları tütün kırmaya gelen kızların çığırdıkları türkülerle uyanırdık. Derler ya , geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.
Konuk olduğumuz evin karşısında ki parkta üz gözlü kocaman bir süs havuzu vardı. Şadırvanlı , fıskiyeli güzel bir süs havuzu. İlginç olan yanı, sabahları köpekler gelip yüzerek serinliyorlardı. Öğleden sonraları da çocuklar. Parkın çimlerine uzanarak keyif çatıyordu insanlar. Delikanlılar , genç kızların el falına bakıyordu çimlerin üstüne oturarak.Tüm semt ahalisi ,gecenin bir yarılarına kadar parkta hava alarak zaman geçiriyordu. Her akşamüzeri , tekerlekli sandalyesine binmiş iki bacağı dizinden eksik bir adam,tek tek çekerek taşıdığı üç oyuncak çocuk otomobilini parka getirerek ,çocuklara kiralıyordu. Onurunla ekmek parasını çıkarmaya çalışan o adama hayran kaldım. Yaşıyordu İzmir, günün ve gecenin her saatinde. Saat sekiz olunca herkes evine kapanmıyordu başka yerlerde olduğu gibi. İzmir buram buram yama sevinci özgürlük tütüyordu.
Anıları ötelemeye, itelemeye çalıştım. Güzellerini de çirkinlerini de. Acılardan kaçamadım ne yaptıysam. Ailemin bir bölümü İzmir’in topraklarında yatıyordu. Sevgili dostum,”Acılarına tutunuyorsun” diye her ne kadar söylendiyse de elimden başka türlüsü gelmediği için onların gezip dolaştığı mekânlara ayaklarım gitmedi. Karşıdan bakmak bile yetti arttı. İzmir’in imbatını çağırdım sessizce.”Gel dedim, eski yeni ne varsa taşı bana.Şu yangılı yüreğimi serinlet.Geldi zaman zaman.Bazen yolcu gemileri getirdi.zaman zaman da imanına kadar yüklü şilepler.Hepsini karşıladım,uğurladım gönlümce ama varsa yoksa körfez vapurları. Onların anılarıyla hiç bir taşıt yarışamadı.
Böyle gelip geçerken günler , gelen acı haberlerle körfez karardı,ruhumla birlikte. Şehit haberleri, yeniden başlayan kargaşa ve iç savaş korkusu ruhumu kararttı. Gençlerimize yazık oluyor, daha da olacak bu gidişle. Tüm egemen güçlerin gözü olan coğrafyamızda kargaşa çıkarmak için ellerinden geleni arkalarına koymayanlar sonunda isteklerine ulaşamaz inşallah diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor ne yazık ki elimden. Sihirli bir değneğim olsa her şeyi düzeltebilsem diye düşler kuruyorum. Ah yüce Atatürk, ( Yurtta sulh, dünyada sulh ) demekle ne kadar haklıymışsın. Ben bu söylemi çocukluğumdan beri biliyorum bilmesine de birileri de bilebilse, anlayabilse diyorum.
Şükürler olsun döndüm , kazasız , belasız evime . Kavuştum bilgisayarıma. Ne yalan söylemeli, kalbimin bir kanadı anılarla dolu güzel İzmir de kaldı. Bu akşam , Akdeniz ’in kıyısından esen rüzgarlarla selamlar,sevgiler göndereceğim.Belki bir yerlere ulaşır . Hiç olmazsa körfez vapurlarına . Belki coşarlar da fazladan bir sefer de uğurlarına bir yıl tahtada cezalı olan eskinin küçük kızı için yaparlar.