Kadın Adaylara

Dünya, 1980’lerde kadınlar için okur-yazarlık sorununu aşarken 2000 yılında Türkiye’de hala her 5 kadından biri okuma yazma bilmiyordu. UNESCO’nun yaptığı projeksiyona göre 2015 yılına kadar bu sayının ancak 5 milyon okumaz yazmaza düşürülebileceği, bunun da % 80’ini kadınların oluşturacağı öngörülmektedir.

Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre 2002 ile 2009 yılları arasında yüzde 1400 artış gösterdi. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken bu rakam 2009'ın ilk yedi ayında bu sayı 953'e çıktı. 2014 yılının ilk 10 ayda öldürülen kadın sayısı 255’e yükseldi. 2015 yılının ilk 65 gününde 55 kadın yaşamını yitirdi.

Dünya Ekonomik Forumu WEF kadınların siyasete ve işgücüne katılımının son 10 yılda 'küresel cinsiyet ayrımındaki' makası daralttığını açıkladı. Türkiye son 10 yılda 20 basamak geriledi.

Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında Tunus (123), Bahreyn'in (124) ardından 125. sırada.Toplam ülke sayısı mı? 142.

Buraya kadar kurduğum her cümlenin öznesi KADIN. Ve bu verilerin gerçekliğinde bir seçime iyicene yaklaştık. Her bir veri “kadın olsun torba dolsun” nevinden yaklaşımları ret ederek KADIN la birlikte yeni bir dil ve duyarlılık alanı yaratmak zorunluluğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ben lafımı ortaya koydum alan alır diyebilmeyi çok isterim ama mümkün değil.

Lafım bu dönem meclis aritmetiğine katılacak olan kadın vekillere. Çünkü onların erkekler arasına serpiştirilmiş kadın milletvekilleri olarak kalamayacakları bu verilerin dayatması. Bu dönem kadınların temsilinde KADIN VEKİLLER kadınların gerçekte kendilerine ait bir kadın dili ve ideali var olduğunu ispat etme sorumluluğunu taşımalıdırlar.

Unutulmamalıdır ki; Karar mekanizmalarında kadının olması hali  refah ve rekabet gücü arasındaki korelasyonu güçlendiren unsurların başında gelmektedir.

1935'ten 2015'e kadar Meclis'e 9 bin 266 erkek vekile karşılık sadece 314 kadın girebildi. Türkiye siyaseti, nüfus yapısına ve toplum yaşamının gereklerine tamamen aykırı olarak -neredeyse- tümüyle erkeklerden oluşuyor. Sadece parlamentoda değil, yerel meclislerde de kadın sayısı yok denecek kadar az. 2015 genel seçimlerinde meclise rakamsal olarak daha fazla kadın girecek ama parlamentodaki temsilin oranı çok düşük kalmaya devam edecek. Bu aritmetiğin dezavantaj olmaması için meclise girecek kadın adaylardan beklentim; Kadınların sadece kadın kotasını yüksek göstermek amacıyla seçilmediklerini, çözüm üreten politikacılar olduklarını, siyasete yön verici olduklarını ve siyasette kalıcı olduklarını da ispatlamalarıdır.

Sonuç olarak kadınları temsil etmek üzere meclise gidecek hem cinslerimizin siyasal, sosyal, ekonomik, eğitim ve kültürel alanda kadın aleyhine toplumsal cinsiyet eşitsizliğini köpürten, gelenekçi erkek egemen söylemle baş etmesi gerekmektedir.

Yani siyasal alanda kadının yükselen değer olması yine biz kadınların mecliste söyleyecek sözlerimizin olmasına ve dışarıda biz kadınların renklendirerek devam edeceği gösterilere ve tepkilere ve kalabalıklaşmamıza bağlı.

Yayın Tarihi
26.04.2015
Bu makale 593 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!