Kadının ayrıştırılması

Son yıllarda kadın konusunda birçok yazılar yazıldı. Kadına yapılan tacizden kadın cinayetlerine kadar.

Lafa geldiği zaman “Yuvayı dişi kuş” yapar derler, ama kadın sürekli ikinci plana atılır.

Hiç kadının da bir insan olduğu düşünülemez.

Özellikle son zamanlarda kadının ayrıştırılması hep gündeme geldi.

Hoş, Antalya’da Kadınlar Plajı açıldığında ben destek vermiştim. Çünkü o konu tamamen kadının ayrıştırılması değil, kadına yapılan tacizle ilgiliydi. Kaldı ki bu konuda iki kez ‘Sahil Magandaları’ başlıklı yazı yazmıştım. Kadınlar Plajı konusundaki görüşümün her zaman arkasındayım.

Benim söylemek istediğim ayrıştırma daha farklı.

Türkiye’de kadını erkekten ayrıştıran ilk olay 1982 Anayasası sonrası çıkartılan Siyasi Partiler Yasası oldu. O yasayla birlikte siyasi partilerde ‘Kadın Kolları’ oluştu.

Siyasi Partilerde yönetim kadroları belirlenirken ağırlıklı olarak erkek egemenliği yer aldı. Belki bir iki kadın yönetimlerde görev yaptı/yapıyor.

Ayrıştırma kurulan derneklerle de devam etti. Bilmem ne ‘Kadın Derneği’ gibi.

Siz için siyasi partilerde ‘Erkek Kolları’ duydunuz mu?. Aynı şekilde ‘Erkek Derneği’ duydunuz mu?

Sanki kadın insan değil.

Yerel seçimlerde meclis üye listelerinde ve genel seçimlerde milletvekili listelerinde kadınlar daha çok seçilemeyecek yerlere yazılmaya başladı.

Hoş şu anda AKP’den 2 tane Antalya Kadın milletvekilimiz var ama onun yanında 5 tane de erkek milletvekili var. Yani erkek egemenliği burada da kendini gösteriyor.

Bu ayrıştırma öyle noktalara kadar geldi ki, kadın hep ikinci plana atıldı ve kadın cinayetleri de beraberinde geldi.

Evli bir kadın eşi ile anlaşamayıp ayrılmak istediği zaman eşi tarafından öldürülüyor.

Kadının ‘ayrılma’ diye bir istemi olamazmış gibi.

Daha da eskilere gidersek, Kuran’ı Kerim’de bile kadının şahitliği “Eğer erkek şahit yoksa iki kadın şahit olabilir” olarak belirtiliyor. Yani bir tek kadının şahitliği kabul edilmiyor.

Bu konuyu şunun için gündeme getirdim.

Önceki gün haber merkezlerine “Antalya Sanal Kadın Müzesi açılıyor” diye bilgi ulaştı.

5 yıldızlı bir otelde bu müzenin tanıtımı yapılacak.

Kalktım gittim bu tanıtım toplantısına. Sanal alemde bir site kurulmuş ve bu sitenin adına da “Antalya Sanal Kadın Müzesi” denmiş.

Alın size bir kadın ayrıştırılması daha.

Ne demek Kadın Müzesi?. Hem de sanal.

Üstelik Türkiye’de 2 tane daha varmış aynı Sanal Kadın Müzesi’nden.

Bu müze Antalya Tanıtım Vakfı’nın (ATAV) çatısı altında kurulmuş.

Kadın Müzesi’nin tanıtımını da ilginçtir erkek yani ATAV’ın Başkanı Nizamettin Şen ve Akdeniz Üniversitesi Müzecilik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik yaptı.

Hem Şen’i hem de Çevik’i eleştirmek için isimlerini yazmadım. Çünkü her iki isim de Antalya için çok değerli isimlerdir.

Dolayısı ile kadının ayrıştırılması müze konusunda da önümüze çıktı.

Bu konuda şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim.

Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 1936 yılında kadının da bir insan olduğunu düşünerek kadına seçme ve seçilme hakkını vermiştir.

Kadına bu hak dünyada sadece Türkiye’de verilmiştir.

Sonuç olarak, kadının erkeklerden ayrıştırılması ve erkeğin yanında kadının ikinci planda olmasını bireysel olarak ben kabul etmiyorum. Çünkü bir taraftan kadın-erkek eşitliği denilirken bir taraftan bir şekilde kadının ayrıştırılmak istenmesi birbiriyle çelişiyor.

Yayın Tarihi
24.11.2015
Bu makale 330 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!