Kirlenen Ahlak Ve Lara Sahilleri

 

Büyük Atatürk'ün "Hiç şüphe yoktur ki dünyanın en güzel şehri Antalya'dır" söylemlerinden ilham alarak, ben de diyorum ki; hiç şüphe yok ki, dünyanın en güzel pilajlarından biri "LARA PLAJI" dır.

Bu güzellik beni kendisine çektiği için, denizin nimetlerinden yararlanmak üzere; bir süredir sabah erkenden kalkıp eşim ve kızımla birlikte Lara'ya gitmekte, kendimizi Akdeniz'nin mavi sularına atarak mutlu olmaktaydık. Aynı zamanda sağlığımız açısından da büyük yarar sağlıyorduk.

Ne yazık ki kirlenen ahlak bunu çok gördü bize. Lara Plajı ile, kirlenen ahlakın ne ilgisi olabilir demeyiniz. Hem de o kadar çok ki !.. Sadece Lara Plajı'nın da değil, aynı şey tüm denizlerimiz, sahillerimiz, kıyılarımız, plajlarımız için geçerli...

İnsanların eliinin, ayağının değdiği her yer, onların yarattığı her türlü olumsuzluktan nasibini alıyor ne yazık ki !...

Plajda, sabah sabah ilk karşılaştığımız şey; temizlik işçilerinin ellerinde süpürgeler, faraçlar ve çöp torbalarıyla, bencil ve görgüsüz insanların atmamaları gereken atıkları toplamaları...

Bir taraftan kirletenlere kızıyor, bir taraftan da bu temizlik işçileri için üzülüyorum. Söyleyin Allah aşkına; var mı böyle bir insanlık ? Sen kirlet, başkaları temizlesin. Onlar insan değil mi yahu !.. Ne hakkınız var onları böyle aşağılamaya...

Evet görevleri onların, çalışıyorlar ve karşılığında geçimlerini sağlıyorlar. Bu görevlerini, sizin bilerek ve saygısızca yerlere attıklarınızı, iğrenerek toplama zorunda kalmadan çalışsalar olmaz mı?

Dün akşam yediğiniz karpuzun kabuğunu, biraz ileride duran çöp konteynerine atmayarak olduğu yerde bırakmanız hangi insani ile bağdaşır?

Ya çıtladığınız çekirdek kabukları ve kendinizi zehirlediğiniz sigara izmaritlerini, suyunu içtiğiniz pet şişelerini, yiyecek taşıdığınız poşetleri,  güzelim kumsalın üzerine atarak buraları kirletmeye hakkınız var mı? Sizin bu yaptığınıza insanlık denilebilir mi? Bunları yaparken hiç utanmıyor musunuz?

Şimdi, gelelim daha da büyük çirkinliklere... Sözünü ettiğim ahlak kirliliğinin ne olduğuna... Ben yazacağım, belki sizlerin arasından da bu yazımı okuyanlar olabilir. Acaba biraz olsun sizi utandırabilir, bir daha yapmamanız için sizi uyarmış olabilir miyim? Dilerim olur.

Kendinizi Akdeniz'in serin sularına bırakmış büyük bir zevkle yüzerken, bir anda sizinle beraber yüzmekte olan pisliklerin size doğru geldiğini gördüğünüzde ne yaparsınız? Büyük bir tiksinti ile hemen oradan uzaklaşırsınız. Ama uzaklaşıncaya kadar kirlenirsiniz, psikolojiniz bozulur, içinize nefret duyguları dolar ve oradan bu duygularla kaçarsınız. Hem de bir daha gelmemek üzere. İşte biz de aynen böyle yaptık. Ve bir daha gidemedik.

Ey yat sahibi olacak kadar varlıklı, yat sefası yapacak kadar zevk sahibi, ama başkalarını rahatsız etmeyecek, doğayı kirletmeyecek kadar terbiye alamamış olan görgüsüzler... Yazıklar olsun sizlere. Sintinenizi denize bırakacağınıza bir marinaya uğrayıp vidanjörle çektirseniz olmaz mı? Keşke sahip olduğunuz maddi varlığınızın zerresi kadar da vicdanınız olsaydı diyorum ve sizi lanetliyorum.

Denizlerimizi, kıyılarımızı, sahillerimizi, plajlarımızı kirletmeyin ey insanlıktan nasip almamış zavallılar. Eğer bunu yapmaya devam ederseniz, Allah hepinizin cezasını verir bir gün.  

Yayın Tarihi
15.07.2014
Bu makale 4351 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!