Kırsal kalkınma ve turizm

Antalya’nın köyleri turizm pastasından daha fazla pay alacak Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından kırsal turizm potansiyelini geliştirmek amacıyla “Alternatif Kırsal Turizm Potansiyeli ve Gelişim Stratejisi Projesi” gündeme getirilmişti.

Bu proje; Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKA) Mali Destek Programı kapsamında hazırlanmış ve tamamlanmıştı.

Proje kapsamında Antalya’nın iç bölgelerindeki 105 köyde 1148 kişi ile görüşülerek kırsal turizm potansiyeli taşıyan köyler belirlendi ve Antalya Sürdürülebilir Kırsal Turizmin Geliştirilmesi Strateji Rehberi oluşturuldu.

Projenin hangi aşamada olduğunu dün gerçekleşen ATSO Meclis toplantısında gündeme gelir ve öğrenirim diye düşünmüştüm. Ancak, ATSO Başkanı Davut Çetin, sadece AKTOB Başkanı ve ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman’ın çalışmaları takip ettiğini söylemekle yetindi.

“Alternatif Kırsal Turizm Potansiyeli ve Gelişim Stratejisi Projesi”ni ilk olarak ATSO’nun eski Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak gündeme getirdiğinde ne kadar önemli olduğunu düşünmüştüm.

30 yıldır imara açılması yılan hikayesine dönen 1600 hektar yüzölçümlü tarım bölgesi Kırcami konusunda benzer olmasa da tarım ve turizmi bir araya getirilmesi konusunu bir dönem gündeme getirmiştim.

Yapılaşma yoğunluğunun bir bölgede (yüksek kat verilerek) oluşturulması ve geri kalan tarım bölgesinin de Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne terk edilmesi, terk edilen tarım alanlarının da terk eden vatandaşlara tekrar tahsis edilip ‘tarım turizmi’ olmasının daha doğru olacağını yazılarımda vurgulamıştım.

Antalya’da turizm kadar tarım da çok önemli. Ancak ne yazık ki uzun yıllar miras yolu ile tarım alanları parçalandı. Ancak tarım arazilerinin toplulaştırılmasını öngören Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun geçtiğimiz yıl yürürlüğe girdiği için şu an da miras yolu ile tarım arazisi paylaşımı yapılamıyor.

Tarım alanları farklı sebeplerden dolayı imara da açıldı ve açılmaya devam ediyor.

Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde Türkiye'deki gibi bir toprak rejimi olmadığı toprak işletme büyüklükleri de hektar olarak diğer ülkelere oranla çok çok düşüktür.

Dolayısı ile hem tarım hem kırsal kesimin turizm ile entegre olması önemli bir projedir ve alternatif turizmin yanında kırsal kalkınma ve tarımın korunması anlamına gelir.

Kırsal turizm demek köyün yerel ürününe sahip çıkması, sağlıklı ürün üretmesi ve bunu köye gelen turiste sunmasıdır.

Bu açından baktığımız zaman ATSO’nun “Alternatif Kırsal Turizm Potansiyeli ve Gelişim Stratejisi Projesi”nin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

Önemli olduğunu düşünüyorum ama diğer taraftan da kırsal kalkınma ya da kırsal turizm diyerek köylerimizi, dağlarımıza da otel yaparak betonlaştırmayalım.