Kıyamete doğru!

Dün yazdığım ve Facebook’da paylaştığım Paket başlıklı yazım bugün sürekli yazdığım iki basın portelinde de okurla buluştu.

 

Küçük bir aile içinde yaşanan minik bir olayın ironisiydi yazdıklarım. Amacım bugün yasalaşması için komisyona sunulacak olan Yargı Paketine dikkat çekmekti.

Yargı Paketinden çıkacak yanlı bir karar yasalaştığı andan itibaren özgürlüklerin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaya başlayacak. Çünkü mahkemelerin verecekleri arama veya gözaltı kararları ivedilik bahanesiyle mülkü amir ve polis yetkisine verilecek.

Kitlesel özgürlük eylemleri için yakıcı, kırıcı, patlayıcı maddeler anında suç sayılacak.

Bu doğru…

Çözümü şiddette aramanın çıkmaz bir sokak olduğu somut bir gerçektir.

Peki, yönetim erkine muhalefet olanlara sille tokat atılarak, tekmelenerek, coplanarak, gazlanarak cezalandırılırken; elinde palalarla, nacaklarla eylemci arayan kışkırtılmış yandaşlar korunacak mı? Siyasi erk; yanında olanlara taraf, karşında olanlara bertaraf demeye devam edecek mi? Benim yüzde ellim senin yüzde ellin mavalları okunacak mı?

Yargı Paketi eğer toplumsal hayata güvenirlik getirecekse, haklı demokratik eylemlerle, terörizmi ayırabilme basiretine yönelikse ve şiddeti anında izole edebilecekse buna kimsenin hayır diyebileceğini düşünmüyorum. Ancak gözaltı ve aramaları yargı dışında mülkü idare amirlerinin iki dudağı arasında bırakacaksa şimdiden bu yönelmenin kıyamete kapı aralayacağını söyleyebilirim. Çünkü mülkü amirlerin nasıl iş başına getirildiğini ve siyasallaştırıldıklarını bu ülkenin insanları yakından gördü ve yaşadı.

Gezi eylemlerinde de görüldü ki hiçbir şiddet eyleminde bulunmayan gençlere acımasızca orantısız güç kullanıldı, gaz sıkıldı, coplanıldı, plastik kurşun yağmuruna tutuldu.

Peki, Molotof kullanıldı mı?

Kullanılmadı…

Bir iki şiddet eyleminin ise provokatörlerin barikatları ateşe vermeleri gözden kaçmadı. Gençlerin barışçı eylemlerine terörist eylemler çamuru atılmaya çalışıldı. Bir camiye sığınan gençler halkın gözünde din düşmanı, zındık olarak görülsün diye iftiralara uğratıldı. Ancak o iftiralar camiinin namuslu ve yiğit hocası tarafından yalanlanınca çamur atanların çamurları üzerlerine yapışan kara bir katrana dönüştü.

Terazinin kefelerini dengeleyemeyenlerin ya da kendilerine göre ayarlayanların sayısız örnekleriyle doludur tarih.

Bugün yargı paketini kendilerine zırh olarak düzenleme kurnazlığına kapılacakların, yarın toplumsal barışa zarar verenler olacağının karabasanını yaşamamak için hepimizin duyarlı olması gerekiyor. Özellikle de muhalefet partilerinin gözlerini dört açması gerekiyor.

Anayasal hakların ters düz edilmesi, siyasallaştırılması ve pratikte haksızlıklara karşı sessiz kalmamayı yeğleyenlere karşı bir silaha dönüştürülmesi hiçbir sorunu çözmez tam aksine güvensizliğe, paniğe, kargaşaya yol açar ki bu yolun bütün kapıları kıyamet günlerine açılır.

Kendi coğrafyasında yalnızlaşan, Batılı ülkeler arasında en güven vermeyen ülke konumuna gelen ülkemizde onca iç ve dış sorun varken, sırf para sayma makineleri, ayakkabı kutuları belleklerde paslanıp kalsın düşüncesiyle toplumun en can alıcı değeri özgürlükler üzerinde oyun oynamak benzinlikte kibrit çakmakla eş değerdedir.

 

Lütfen sağduyu!

 

Yayın Tarihi
22.10.2014
Bu makale 2993 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!