Kuş pepesi

Beslenme kültürü bilimselleşmeye dönüşmeye başlayınca insanoğlu da bitkilere, en çok da organik olanlara yöneldi. Yani kimyasallardan uzak yetişen bitkilere…

 

Kent ortamında yaşayan yeni yetme gençler ve bugünün çocukları evelik, yemlik, çatlan kuş, devetabanı, yarpuz gibi bitkileri bilmez. Bu saydıklarımı, ben yaştakiler çocukluklarında tarladan, bahçeden, uzayıp giden yeşil örtülü kırlardan toplarlardı. Kimi yemeği olan, kimi de salatası yapılan bu bitkiler beslenme açısından çok değerliydi. Kimyasal görmeyen toprağın, aside ve karbon monoksite bürünmeyen yağmurların doğal ürünleriydi.

 

Geçen gün pazarı dolaşırken semizotu satan köylü kadının yanında durdum. Köklerinde henüz toprak kalıntıları olan semiz bağlarından birini satın aldım.

 

—Biliyor musunuz bu bitki bizim oraların bayırlarında doğal tohumlanmayla yetişirdi. Tohumu da, suyu da insan eli değmeyen tabiatın içindeydi. Dedim.

 

Sıcağın yorduğu kadın:

 

“Desenize kekik otu gibi…” Yanıtını verdi.

 

Başka müşteriler de gelince söyleşimiz yarım kaldı, yanından hayırlı pazarlar dileyerek ayrıldım.

 

Semizotunun içeriğinde bulunan omega bu yeşil bitkiyi çok değerli kılar.  Ve büyük olasılıkla semizotuyla, kuş pepesi arasında doğal bir akrabalık vardır.

 

Çember çevirdiğimiz mahallemizin dereye açılan küçük tepelerinin üzerinde yetişirdi kuş pepesi. Olduğu yere ayak basılmamışsa yapraklarını çoğaltır, baharın yaza dönüştüğü sırada uç noktalarındaki tohumu rüzgârla etrafa serpişir ve türünü devam ettirirdi. Pazarcı kadının da dediği kekik gibi…

 

Kuş pepesi aynı zamanda çevredeki kuşların sindirim organizması için önem taşıyordu.

 

Büyüklerimiz:

 

“Sakın kökünden yolmayın. Yoksa yeniden yeşermez. Kuşlara yazık.” Diye tembihte bulunurlardı.

 

Yorulup da uzandığımız minik tepelerin üzerindeki kuş pepelerini köklerine zarar vermeden yolup; çiğner, yutardık.

 

Tıpkı semizotu tadındaki kuş pepesinin özel bir yanı vardı. Arasına karışmış zehirli otları ayıklamak gerekirdi. Kazara kuş pepesi ile o zararlı otlar yenilmişse hemen etkisini gösterir, önce dayanılmaz bir karın sancısı, sonra da şuursuz davranışlarda bulunmaya yol açardı.

 

Çocukluk arkadaşlarımızdan Cengiz ile Ercan bir kez böyle bir yanlışa düşmüş, kuş pepesi arasına karışan otları yutarak hastalanmışlardı.

 

Şuursuz ve garip tepkileriyle sanki akıllarını yitirmiş gibiydiler. Abuk sabuk konuşuyor, inliyor, kendilerini yere boylu boyunca atı debeleniyorlardı.

 

Aile büyüklerinin haberi olunca ivedilikle hastaneye kaldırılmış, mideleri yıkanarak, kollarına kiloluk serumlar takılmıştı. İyileştirildiklerinde de o korkutucu garip davranışlarda bulunduklarını hatırlamadıklarını söylemişlerdi.

 

Otlarla dostluk iyi de; hangisinin yararlı, hangisinin zararlı olduğunu bilmek gerek. Alınan yeşilliklerin arasına sızmış zararlı birkaç yaprak ot; kuş pepesi yiyeyim derken delirme noktasına gelen o arkadaşlarımızın durumuna düşürebilir.

 

Memleketi son ziyaret ettiğim de; kuş pepesi ve diğer otları topladığımız tepelerin üzerine kondurulmuş binaları görüp, çocukluğumuzun doğal ortamının da yok edildiğini üzülerek anlamıştım. O güzelliklerden geriye kalansa ne yazık ki şimdi birkaç tatlı ve buruk anı.   

 

Yayın Tarihi
05.09.2015
Bu makale 453 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!