Lale Devri mavalları

İyi bir ambalaj en kötü ürünü bile üreticiye kolayca kakalatır.

Osmanlı’nın leylim ley olduğu tarihi süreçte Lale Devri görüntüsünün ardındaki çöküşün iz düşümündeki karamsar tablo uzun bir süre halkın sus pus olmasını sağlamıştı.

Gel zaman git zaman derken:

“Benim memurum işini bilir.”Diyerek rüşvete yeşil ışık yakan papatyalar dönemini yaşadık Cumhuriyet Döneminde… Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı bu zaman diliminde havaya giren tontonun kafası öylesine döndü ki vardan yok eden büyük bir lider için hayatının gafını yaptı:

“Atatürk Süpermen değildir.”Deme yanılgısını düştü.

Askeri vesayeti arkasına alan ve bazen:

“Kim ne demişse umurumda değil. Küçük Turgut’a kadar…” Diyecek kadar uçan ve belden aşağı vuran zat son seçimler gelince ekran başında çocuklarının zavallılığını dile getirerek duygusal sömürüyle oy koparmaya çalıştı. Ancak üzerinde yürüdüğü cilalı, parıltılı buzdan zemin çatlamış ve gemisi çoktan su almaya, fareler gemiyi terk etmeye başlamıştı.

Gelinen en son noktada ise arının bal yaptığı petek üzerindeki simgesiyle o büyük parti iskambilden kulelermişçesine çöküp gitti.

Tarih tekerrürden ibarettir sözü sıradan bir söz değildir.

Bugünün iktidar partisinin belediyeleri baharı da çantada keklik görerek kentlerin parklarına, refüjlerine (orta kaldırımlarına) lale soğanı dikerek her şeyin güllük gülistanlık olduğu imajını vermeye çalışıyor.

Ne var ki hayatın fotoğrafındaki görüntü lalelerin albenisindeki renkler gibi değil.

Emekliler kan ağlıyor.

Diplomalı işsizlerin sayısı her gün ikiye katlanıyor.

Kredi kartı borçlanması yüzünden yıkılan yuvaların sayısı hızla artıyor, çaresizlik borç batağındaki yurttaşı intihara sürüklüyor.

Yani fondaki lale görüntüleri ne yazıktır ki arka plandaki sefaletin kamuflajını (gizlemeyi) yapamıyor.

Takke düştü kel görüldü gerçeğini içimiz yanarak izliyoruz.

Dün ki söylemiyle bugünkü söylemi farklı olan liderlerin aldatmacalarına kitleler artık kanmıyor.

Kısacası cafcaflı ambalajların içindeki ürünün kokuşmuşluğu, değersizliği sağduyulu yurttaşların gözünden kaçmıyor.

Hötlü zörtlü baskıcı ve sindirmeci antidemokratik baskılara halk eyvallah etmiyor.

Lale Devri mavallarına ise çocuklar bile kanmıyor.

Hani lale devri ayaklarına yatan belediyelerin onca lale soğanına harcadıkları giderin hesabı yapıldığında ortaya çıkacak faturaların çıldırtan yekûnu ise şüphesiz ki dudak uçuklatıyor.