Madara olmak

Türkiye 2014 yılının son ayını da hızlı bir gündemler silsilesiyle kapatacak görünüyor.

Bugün günlerden 17 Aralık’tı ve vicdanlarda yankılanan ise yolsuzluklarla ilgili gelinen son noktaydı.

Dün Çarşı İstanbul Çağlayan Adliyesinde taraftar grubu yargılanıyordu. Bu kez sloganlar hücum futbolu oynayan Beşiktaş’ın gol arayışına yönelik tezahürat değildi. Adil adalet için atılan yürekten sloganlardı.

Eğer bir toplumda sesler artık yeri göğü inletir desibeli aşıyorsa bunun tek açıklaması o toplumda çok ciddi sosyal ve ekonomik çarpıklıklar yaşanmasıdır.

Başını siyasi kalkanlar arasında saklayarak kendini deve kuşu sananların dünyası artık yok!

Yalanla yaşanmıyor!

Minareyi kılıfına uydurma devri çoktan geçti.

Sizi çepeçevre saran duvarlarınız ne kadar kalın olursa olsun, etten korumaların gölgesine ne kadar sığınırsanız sığının, ne kadar çok satılık kalemşorlarınız bulunursa bulunsun ve ne kadar sırlarla dolu bir hayatı avucunuz içinde tutmaya çalışırsanız çalışın tek bir gerçeği aşamazsınız. O gerçeğin adı da vicdandır!

Artık vicdanlar ayakta…

Partisi, rengi, mevkisi, makamı yürüdüğü yol ne olursa olsun namuslu insanların pusulası vicdanlarıdır.

Çarşı da o seslerden biriydi…

Susmayan…

Korkmayan…

Ve yıldırılamayan!

Hayatın odak noktasında birleşenlerin vicdanında madara olanların artık Türkiye farkında…

İlahi adalet; tıpkı keser döner, sap döner, bir gün gelir elbette ki hesap döner sözünü, bugün çıkarları fena halde çatışanların yüzlerindeki maskeleri düşürerek göstermiştir.