Mahalle ve hayvancılık

Antalya, Bütünşehir olduktan sonra tüm köy tüzel kişilikleri sona erdi ve mahalle statüsüne geçti.

Bu köylerimize de 5 yıllık bir geçiş süresi tanındı.

Her hangi bir planlama kapsamında bu geçiş olduğu için mahalleye dönüşen köylerde öncelikli olarak geçiş süresi bittiğinde kent merkezlerindeki mahallelerde oturan vatandaşlar ne kadar içmesuyu, elektrik fiyatı ödüyorsa, esnaf nasıl ruhsatlı çalışıyorsa, bu mahallelerimde de benzer uygulaması olacak.

Bütünşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesi ile de en dikkat çekici konu ‘hayvancılık’ oldu.

Bilindiği üzere mahallelerde hayvancılık yapmak yasaktır.

Bir firma, Manavgat’ın Çardak Mahallesi’nde hazinenin mülkiyetinde olan bir parselde ‘Hindi Yetiştiriciliği’ yapmaya karar vermiş. Bunun için de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müracaat ederek Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu talep etmiş.

ÇED için gerekli kurumlardan da ‘olumlu’ görüşler alınmış.

Yani bir taraftan yasa çıkıyor ve Antalya, Bütünşehir oluyor. Yasaya göre de köyler mahalleye dönüşüyor. Mahallelerde de hayvancılık yapmak yasak. Ama gel gelelim, devletin kurumları ‘bizim için sakıncası yok’ diyerek olumlu görüş veriyor.

Burada bir yanlışlık var.

Geçtiğimiz yıl Döşemealtı İlçesi’nde bu konuyla ilgili bir gelişme yaşanmıştı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis toplantısında da gündeme gelmişti.

Bilindiği üzere, Döşemealtı İlçe sınırlarında genelde villa tipi konutlar yapılıyor. Ancak, aynı ilçede de geçmişten gelen bir besi yetiştiriciliği yani hayvancılıkta yapılıyor.

Vatandaşın biri villasının yanında bulunan parselde ahır olduğunu, büyükbaş hayvanların bu ahırda bulunduğunu ve bunların kaldırılması için de Döşemealtı Kaymakamlığı’na başvurmuş.

Döşemealtı Kaymakamlığı ahırın sahibine resmi yazı yazarak ahırını kaldırmasını, büyükbaş hayvanlarını da götürmesini istemiş (!).

Böyle bir şey olabilir mi?

Olabilir, çünkü ortada Bütünşehir Yasası var.

Olamaz, çünkü hayvancılık yıllardır bu ilçede yapılıyor ve insanlar hayvanlarını nereye götürecek?

Bütünşehir Yasasını incelediğiniz zaman, öncelikli olarak ana unsur olarak kent yaşamı kırsaldaki yaşam göz ardı edildiğini görürsünüz.

Döşemealtı İlçesi’nde olduğu gibi bir yerde bir şikâyet halinde besicilik yapan işletme kapatılmak durumunda. Tavuk bile yetiştirilemez.

Hoş, mahallelerde hayvancılık yapılamıyor ama köyden mahalleye dönüşen birçok bölgede dinamitler patlatılarak dağlar oyuluyor, ormanlar katlediliyor, dereler yok ediliyor.

Bunların yapılmasına göz yuman elbette hayvancılık konusunda da ÇED raporu için ilgili kurumlar ‘bizim için sakıncası yok’ diyebiliyor.

Yayın Tarihi
23.05.2016
Bu makale 252 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!