Meslek hatası

Doktor yanlış tedavi uygulasa, hastanız sakat kalsa ya da ölse...

Meslek hatası (malpraktis) iddiasıyla dava açıyorsunuz...

Doktorun tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslekte acemilik veya kurallara uymadığı için hastaya zarar verdiği ispatlanırsa, verdiği zararın büyüklüğüne göre, para, hapis, meslekten men cezasına mahkum oluyor...

Aynı durum; diş hekimi, eczacı, hemşire, ebe, sağlık memuru, diyetisyen, psikolog, çocuk gelişimcisi, fizyoterapist, biyolog, röntgen teknisyeni, tıbbi fizikçi, laboratuvar teknisyeni, protezci, diş teknisyeni, sünnetçi ve diğer sağlık hizmetleri çalışanları için de söz konusu...

***

Cep telefonu aldınız; 2 gün sonra bozuldu, açılmıyor...

Müteahhit daire sattı; söz verdiği 1. sınıf malzemeyi kullanmamış...

Tur şirketi İspanya seyahatinizi zehir etti...

Tüketicinin korunması kanunu var...

Tüketici hakem heyetine veya mahkemeye başvuruyorsunuz...

Size ayıplı mal satıldığını, haksız sözleşme yapıldığını, ya da yapılan sözleşmeye uyulmadığını ispat ederseniz, hem paranızı geri alıyor hem üstüne tazminat kazanıyorsunuz...

***

Avukatınız sizi savunurken hata yapsa; yüklendiği görevi, bu görevin kutsallığına yakışır bir biçimde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirip getirmediğine bakılıyor. Kabahati saptanırsa, tazminata mahkum oluyor...

Bir Vakıfta yöneticisiniz. Verdiğiniz kararlar nedeniyle Vakıf zarara uğrarsa, kişisel sorumluluğunuz var. Yargılanır, mahkum olur, Vakfın zararını cepten ödersiniz...

***

Mahkemeler, özellikle doktor - hasta ve avukat - müvekkil ilişkisini vekil - müvekkil ilişkisi olarak yorumladıklarından, bu davalarda Borçlar Kanunu'nun maddelerini uyguluyorlar...

Kanun; "Vekil, müvekkiline hesap vermek durumundadır." diyor...

Vekil (doktor veya avukat), çıkan hatalı sonuçtan çok, "sonuca ulaşırken işini özenli yapmaması" ve "en hafif kusurundan bile sorumlu olduğu" gerekçesiyle doğan maddi zararlardan sorumlu tutuluyor...

***

Peki ya millet - vekil ilişkisi?...

Bizim "milletvekilleri" yıllardır ülkeyi yönetiyorlar, durumumuz ortada...

Bir doktor, meslek yaşamı boyunca hata yaparak kaç kişiyi öldürebilir ki?...

Ama bir siyasetçinin tek bir hatası, binlerce cana mal oluyor!...

Kötü siyasi kararların, yalan-yanlış açılımlarla terör örgütlerini palazlandırmanın, yirmi yaşında öldürülen vatan evlatlarının, maden ocaklarında canlı canlı gömülen garibanların, cemaate ülkeyi teslim ettikten sonra "aldatıldık" itiraflarının, şehirleri parsel parsel satıyor suçlamalarının, kaçak yollar, saraylar yaptırmanın, örtülü ödenek harcamalarını gittikçe arttırmanın, yanlış yapılan yatırımların, adaletten kaçırılan bakanların, anlaşamayan politikacıların, birbirine düşman edilmiş insanların, yüzümüze baka baka söylenen yalanların...

Kısacası; siyasetçilerin yapmış oldukları "meslek hatalarının" cezası, tazminatı neden yok?...

"Tüketicinin Korunması Kanunu" var da neden "Seçmenin Korunması Kanunu" yok?...

Neden doktorlar, avukatlar söz konusu olduğunda aslan kesilen siyasetçiler, kendi hataları için bir yasa çıkartmıyorlar?

***

Sandık demeyin...

Sandıkta, "düşürdük" sandıklarımız, "fiili durum" diyerek, iyice yukarılara çıkma gayretindeler...

Yargı...

Yargılanıp mahkum olurlar sanıyoruz; kendi oylarıyla aklanıyorlar...

Son çare; Bir de Tüketici Hakem Heyetine başvurmalı...

Belki siyasetçi hataları yüzünden ölen insanlarımızın canı ve ülkenin mahvolan geleceği, bozuk bir cep telefonu kadar değerlidir!