Milli irade ve üyeliğin düşürülmesi

Son yıllarda ‘Milli İrade’ söylemleri sürekli gündeme getirildi.

Uludağ Sözlük, Milli İradenin Ulusça kullanılan ve hiçbir gücün etkileyemeyeceği kuvvet olduğunu yazıyor.

Ancak yaşanan gelişmelere baktığımız zaman etkilenen bir kuvvet olarak karşımıza çıkıyor.

7 Haziran’da yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde ortaya çıkan sonuç bazı siyasi partiler tarafından beğenilmedi ve ulusça kullanılan ve hiçbir gücün etkileyemeyeceği kuvvet olan Milli İrade yok sayıldı ve yeniden Milli İrade denildi.

İster mahalleye, ister ilçeye, ister kente, ister ülkeye hizmet etmenin yollarından biri seçimle işbaşına gelmektir.

Eğer bir kişi bir yerlere seçilerek geldiyse, hem kendisine oy verenin hem de oy vermeyenin ayrımını yapmadan kamu yararına göre görevini yapması gerekiyor.

30 Mart 2014 yerel seçimleri üzerinden 18 gibi bir süre geçti ve bu süre zarfında kendisine oy veren milli iradeyi yok sayanlar siyasi parti değiştirenler oldu.

Yine 18 ay önce seçilmiş, ancak bir iki toplantının dışında hiçbir meclis toplantısına gelmemiş, zaman zaman da yazılı mazeret göndermiş olanlarda var.

Bunların sayısı da aslında az değil ama dün sadece bir tanesi gündeme geldi.

MHP’den 4. sırada Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi seçilen ve seçildiği günden bugüne kadar sadece ilk iki meclis toplantısına katılan Ömer Yücesoy’un üyeliğinin düşürülmesi dünkü meclis toplantısında tartışma konusu oldu.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 29/2 maddesi der ki; “Özürsüz veya izinsiz olarak arka arkaya üç birleşim günü veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyenin üyeliğinin düşürülmesine, savunması alındıktan sonra üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir.”

Yani kanun, seçilen kişi kamunun yararına görevini yapmıyor ise meclis üyeliğinin düşürülmesini emrediyor.

Aslında kanun, milli iradeyi yok saymıyor, çünkü siyasi parti üyeliği devam eden bir üyenin üyeliği düşer ise yerine yedekten yeni bir üye geleceği için milli iradeyi yok saymıyor.

MHP İl Başkanı Ali Adnan Kaya, belediyeye resmi yazı yazmış ve meclis üyesinin ne kendi partilerine ne kente ne de meclise katkısı olmadığını düşünerek üyeliğinin düşürülmesini istemiş.

Bana göre de doğru bir karar almış.

Başkan Kaya’nın bu dilekçesi Muratpaşa Belediye Meclis Üyeleri tarafından da (CHP’li Reşat Oktay hariç) uygun görüldü. Bu karar bana göre doğruydu.

Antalya gibi bir kentte ve 50 küsur kentten (nüfus olarak) büyük bir merkez ilçede meclis üyesi seçilmiş insanın da kente ve ilçesine katkısı olması lazım.

Her zaman bu köşede kentin sorunlarını dile getirmeye çalışıyorum.

Bu sorunların gereğini yapması gereken seçilmiş iktidarlardır. Demokrasilerin olmazsa olmazı muhalefette iktidarın bu sorunlara çözüm bulup bulmadığını denetlemesi gerekiyor.

Dolayısı ile iktidarda da olsa, muhalefette de olsa seçilmiş her kişi görevini kamu yararına uygun yapmalıdır.

Her ne kadar belediye meclisleri siyasi parti gruplarından oluşmuş olsa da bu tür meclislerde siyaset yapılamaz. Eğer yapılırsa ve bu da tespite konu olursa o meclis düşer.

Onun için siyasi partilerden seçilmiş her üye kentine ve ilçesine hizmet etmek ve sorunları meclisinde gündeme getirmesi gerekiyor.

Ayda bir yapılan meclis toplantılarına gelmeyenlerinde kanun kapsamında gereğinin yapılması doğaldır.

Antalya’da bir seçilmişin meclis üyeliği düşürülmesi için gerekli prosedürün uygulanmasına ilk kez karar verildi.

Bir daha böyle bir durum ile karşılaşılmaz ve seçilen her meclis üyesi milli iradeye saygı gösterir ve görevini tam yapar. Ancak zaman zaman da seçildiği partiden istifa ederek başka partilere geçenlerde oluyor.

Siyasi parti değiştirenlerde kendisine oy veren milli iradeyi yok saymış oluyor.