Ne Gerek Var

Ayşegül Terzi,  İstanbul’da bindiği otobüste darp edildi. Darp eden, önce salıverildi sonra tutuklandı. Konu ülkenin gündemine haklı olarak yerleşti ve ülkenin çağdaş unsurları, kadın platformları olayı protesto ettiler. Halen de etmeye devam ediyorlar. Buraya kadar hemen hepimiz duyduk. 

Oysa satır arasında başka bir gerçeklik vardı ki..

- otobüsteki hiç ama hiç kimse olanlarla ilgilenmedi.

Buradan öteye yazıp, dillendirecek pek bir şey bulamıyorum.  Zira tutulup, kala kalıyor insan.

Sonucu   itibarı ile konu; Ülkemin, pek çok konudaki diğer   yaşamsal   sorunsalları yanı sıra.. “çözüme muhtaç”

Hafızamda bizzat yaşadığım birkaç olay canlanıyor birden.

Yıllar, yıllar önceydi. Henüz E-5 karayolunun revaçta olduğu yıllarda, işyerlerimize gidiyoruz işyeri araçlarımızla. Kurye bir motosikletliye çarptık aniden. Üstelik kurye motosikletler İstanbul trafiğinde henüz çok yeni gözükmekte.  İndik bir dolu insan, gördük ki motosikletli kanlar içinde bir yanda, motosiklet yolun karşı tarafında.

Ahladık, vahladık, döndük, bakındık.

Fırladı yardım çağıralım diyen zat-ı alim.

Kimi dersim var, kimi kalamam dedi.. bindi otobüse gitti.

Gidemedim. Kalakaldım yaralıyla bir başıma yolun ortasında.

Hemen sonra bir otomobil durdu yanımızda.

Baktı; Durumu anladı.  Birlikte aldık yaralıyı arka koltuğa.. Başıysa kucağımda. Konuşturmaya çalışıyorum bilincini açık tutmak için bir yandan, kim olduğunu anlamaya çalışıyorum diğer bir yandan.  Israrla beni işyerime götürün diyor yaralı genç. Her nedense?

Biz de öyle yaptık. Teslim ettik genci işyerine, tatlı bir yorgunlukla.

Yine bir başka tarihte, yürüyüş yapıyorum sahilde. Tam karşımdan on üç- on dört yaşlarında bir genç çocuk geliyor bisikleti ile.  Bisikletini kaldırıma çıkarmak istiyor. Hey hat ki.. tekerleği patinaj yapıp çıkamayınca kaldırıma,  havada takla atarak tam önümde yere düşüyor.

Çok net hatırlıyorum bir saniye düşündüm, düşünmedim, attım kendimi yola.

Niyetim bir araç durdurmak. Neyse ki.. Bir kamyonet duruyor.

Yalnız bir sorun çıkıyor. Sürücü, ben sadece götürürüm hastanenin kapısına kadar. Başımı ağrıtamam diyor. Beni de uyarıyor.. Belki başım ağrırmış güya.

Ben, ilkini kabul ikincisine itiraz ediyorum. Riski göze alıyorum diyorum. Neyse.. atıyorum bisikletli yaralıyla kendimi hastaneye.

Sorgu, sual, ailenin olay yeri tetkiki, anlama ihtiyacı filan… Sonrası kucaklaşma, teşekkür, minnet falan filan. Nihayetinde mutlu son.  

Demem o ki..

Toplumsal duyarlılığımıza ne oldu?

Sivil inisiyatif duyarlılığına ne oldu?

Neden..

Bu ülkede insan ve  yaşamı bu denli yok sayılmaya başladı.?

Neden..

Bu denli umarsız ve duyarsız olduk?

Memlekete kıran girdi. Kimse hiç olmazsa bulunduğu yeri kaybetmek istemiyor mu yoksa.? Mümkündür efendim mümkün. Ama bu neyi değiştirir.?

Şayet, insan yoksa..Gayrısına ne gerek var.?

Sağlıcakla..

Yayın Tarihi
21.09.2016
Bu makale 1732 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!