Olmasaydın olmazdık!

İngilizler, bir nedenle Atatürk’ün doğum tarihinin bildirilmesini rica ederler...

Kayıtlarda yoktur. Atatürk’e sorulur: “Ne diyelim?”...

“Bir ilkbahar günü doğmuşum. Gününü tam bilmiyorum. Bu bir 19 Mayıs günü neden olmasın?”

***

Mavi gözleri çakmak çakmak bakıyordu... Kızdığı zaman hep böyle olurdu...

"Ne demek derme çatma bir gemi?... Neden saltanat uçağıyla gitmiyoruz?... Uçak yoksa, hemen en alâsından birkaç tane alsınlar... Ben ileride Nutuk'da 'Gemiyle gittiydik' yazarım. Halk da yer!"...

Karşısındakiler, ellerini birbirine kavuşturmuş halde yerlere kadar eğilerek mırıldandılar "Peki efendim"...

Bir süre kızgın ve hızlı soluklar alarak pencereden dışarı baktı...

Gemilerden inen kızlı-erkekli grupları görünce "Tövbe, tövbe... Başımıza taş yağacak" diye söylendi...

Sonra yüzünü odadakilere çevirmeden sordu "İsmet nerede?"...

"Televizyonda final-four maçları varmış. Onu izliyor" dediler...

"Hemen Angara'ya gitsin... Ahaliye hamaset dolu bir nutuk söylesin. Eline Kur'an-ı Kerim'i, boynuna Osmanlı İdman Gücü atkısını almayı da unutmasın... Angara ve Samsun Valilerine haber salın; Tüm memurları, okul öğrencilerini, işçileri, devlet arabalarına tıkıştırıp  bizleri karşılamaya göndersinler... Madem Padişaha kazık atıp Osmanlıyı yıkacağız, kuvvetli gözükelim... Şeyhülislam zaten bizden tarafa. Tüm kabahatlerimizi örtecek fetva verecektir... Karadan da lüks, arka koltuğunda eğlence paketi olan zırhlı makam arabalarımızı gönderin. Bu sıcakta bozuk Anadolu yolları başka türlü çekilmez"...

Karşısındaki adamlar yine korku dolu kısık bir sesle "Peki efendim" diyebildiler...

İçlerinden birisi, nasıl cesaret ettiyse "Yalnız efendim, İsmet Paşa'ya dikkat edin. Sizi zehirlemek istiyor olabilir. Bakın bir mektubunu ele geçirdik." diyebildi...

Hışımla dönerek adamın elinden mektubu kaparken, nasıl olduysa masanın üzerindeki kahve fincanına çarptı. Fincandaki şekerli kahve mektubun üzerinde döküldü...

"Tüh" dedi... "Neyse... Şimdi bunlara kafa yoracak vakit yoktur. Çok sıkışırsak İsmet'i de paralelci ilan ederiz"... Sonra odadakilere dönerek devam etti...

"Fransız ve İngilizlere haber salın... Biz idareyi ele aldıktan sonra, istedikleri liman, fabrika, banka, akarsu ve ormanı ucuza satarız... İngilizler giderken Padişahı da götürürlerse, bonus olarak Kapalı Çarşı veya Haydarpaşa Garı'nı veririz, otel yaparlar... Kürtlere'de özerklik mözerklik vaat edin, bize destek olsunlar. Sonra kazık atarız... Söyleyin hepsine, nutuk atarken kendilerine fazla sallarsam bozulmasınlar. Halk bizi dik duruyor sansın diye politika icabıdır... Evliya birliklerine de haber salın. Olur da gâvurla anlaşamayıp savaşırsak, toz bulutlarıyla gelip bizi kurtarsınlar!"...

***

"Birileri", tarihin yukarıdaki gibi yalan-yanlış yazılmasını çok isterlerdi eminim!...

Ama tarihi yapanlar yazınca, onu değiştirip çarpıtmaya çalışanlar avuçlarını yalıyorlar..

O mavi çakmak gözlü sarışın kurt, yıllar sonra bir gün masasına oturarak, kendi yapmış olduğu tarihi, tüm tanıkları henüz hayattayken, önündeki kağıtlara şu satırlarla geçirmeye başladı...

“1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Umumî durum ve manzara: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış... Millet yorgun ve fakir bir halde... Efendiler, bu durum karşısında tek bir karar vardı. O da millî hâkimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak... İşte İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da, Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur... Türk’ün haysiyeti ve gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklâl ya ölüm!”

***

Bir milletin başaşşağı gitmekte olan talihini tersine çevirdin...

Doğum günün doğum günümüzdür büyük Atatürk...

Olmasaydın olmazdık!

Yayın Tarihi
19.05.2015
Bu makale 1106 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Yürekten katılıyorum. İyi ki doğmuş ve bizim "ATA"mız olmuş. Duyarlılığınız için teşekkür ederim. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ..

Öznur TANAL 21.05.2015

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!