Ortadoğu'nun Don Kişot'u olmak ya da olmamak

Dertsiz başa dert almaktan başka bir şey değil savaş şarkıları söylemek.

 

Ve hiçbir savaş şarkısının sonunda mutluluk yoktur.

 

Kan vardır, gözyaşı vardır, yıkılan viran olmuş yuvalar vardır.

 

Tarih savaşları haksız ve haklı savaşlar olarak ikiye ayırmıştır.

 

Haklı savaşlar vatanları istila edilemeye çalışanların verdiği özgürlük mücadelesinde şekillenir.

 

Haksız savaşlar ise başka ülkelerin iç işlerine karışmak, onların yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle birlikte özgürlüklerini tutsak almaya amaçlı savaşlardır.

 

O halde bugün Ortadoğu’da büyütülen ölümcül yangında kimlerin haklı ve kimlerin haksız olduklarını görebiliriz.

 

Bir mahalle kabadayısını düşününüz. Omzunu devirmiş, ayakkabısının topuğuna basmış, gözleri kan çanağına dönüşmüş, attığı naralarla, koyduğu postalarla mahalle sakinlerini bezdirmiş. Cesareti kuşağındaki hançeri ve arka planda gaz verenleridir.

 

Ortadoğu’da tek dişi kalmış emperyalizmin güdümünde sahne alanlarla kendi çöplüğünde horoz olmayı bırakıp başka çöplüklere dadanan kabadayılar arasında bir fark var mıdır sizce?

 

Dünya güçler dengesinde akılcı politikalar üretenlerin dünyasıdır. Üretilen politikalarda barışçı yoldan sapanlarla yel değirmenleriyle savaşan Don Kişotlar aynı ruha sahiptirler.

 

Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana güdülen barışçı politikalarla sınır komşularımız arasında problemsiz ilişkiler yaratılmıştı. Şimdi o ilkeler yerini hızla hırçın, güven vermeyen, hasımlaştıran düşmanca duygulara terk ediliyor. Gelişen Ortadoğu muammasından zarar görmemek için petrol ağası Arap kralları, şeyhleri egemen ülkelerin çirkin politikalarıyla ülkemizi müttefik ilan ederek sonu cehennem olan bir kanlı savaşın girdabına çekmeye çalışıyor.

 

Geri planda tırnak çalan ve sömürgeci yüzleri hiç değişmeyen güçlü ülkeler olası bir savaşta başrol oynamamız için seyirci olmayı yeğliyorlar.

 

Oyuna gelmeyelim.

 

Savaş rüzgârlarının çoğaltıldığı bir süreçte sonu meçhul maceralara girişmeyelim.

 

Üçüncü Dünya Savaşı demek özellikle ülkemizin olduğu coğrafyada yeni sınırların çizilmesi, yeni ülkelerin yaratılması demektir. Böyle bir yanılgıya yol açacak sorumlular için ise tarihin yazacağı cümle vatana ihanettir.

 

 

Yayın Tarihi
17.02.2016
Bu makale 286 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!