Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve Bumerang

30 Mart yerel seçimlerinin ardından Antalya’nın dolayısıyla Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen bir haberle Prof. Dr. Akaydın hakkında müthiş söylenceler silsilesi yaratılmaya çalışılmıştı.

Aynı oyunu Türkiye çok önceleri Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın tarafından başka bir senaryo yaratılarak meşgul edilmişti.

Hani derler ya:

“Çamur at izi kalsın.”

Bu satırların yazarı; ne Yücel Aşkın ne de Mustafa Akaydın Hoca için çıkarılan söylencelere zerre kadar inanmamıştı.

Akıl ve izan; düşünen ve olayları gözlemleyenlerin şaşmaz pusulasıdır.

İki saygın profesörün sorumluluk aldıkları görevlerine ihanet etmeleri boş bir iddiadan öteye geçebilir miydi?

Allah’la aldatmayı adet edenlerin, çıkarları için analarını boyayıp babalarına satanların dünyasının çok ötesinde, iki çağdaş insanın tek günahları görevlerini hakkıyla yerine getirmek ve sorumluluklarını bir adım daha ileriye taşımak olduğunu bilenler, bu iğrenç kumpasları kurgulayanları ve onların tıynetinin bilincindedirler.

Akaydın Hocayı hedef alan iddia, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olan evrakların belli bir süreci geçirdikleri için yakılarak imhasının altında çapanoğlu arama amacıydı.

Akıllı her insan gibi Akaydın söz konusu imha edilen evrakların gereksizliklerini anlatmaktı. O da öyle yaptı. Basın açıklaması yaparak “Mal bulmuş mağrip” rolünü üstlenenlerin yanıldıklarını açıkladı. Ancak spekülasyonlar sürdürüldü, Hoca’nın suç işlediği kamuoyuna anlatılmaya çalışıldı.

Akaydın Hoca yılmadı işi yargıya taşıdı. Ve Mahalli İdarelerin bilirkişi incelemesinin sonucunda, Prof. Dr.Mustafa Akaydın’ın belge imha etti iddialarının asılsız çıktığı somut raporu ilgili kurumlar tarafından açıklandı.

Saygın Hoca’nın kalesine gol atmaya çalışanlar, yargının titiz çalışması ve bilirkişilerin özverili, kılı kırk yaran incelemesi sonucunda kale direğinden dönen topu kendi kalelerinin ağında unutamayacakları bir gol olarak gördüler.

Akaydın Hocaya geçmiş olsun derken, golü yiyenlere şunu söylemek isterim:

—Allah rızası için namuslu ve itibar sahibi değerleri harcamak için böyle kolay ve ucuz yol ve yöntemlere başvurmayın. Hilesiz hurdasız çalışarak bulunduğunuz makamlara layık olmaya çalışın. Ve unutmayın ki namuslu insanlara atmaya çalıştığınız çamurlar Avustralya’nın yerlileri Aborjinlerin bumerang silahı gibi geri dönüp sizi vurur. İtibarını ve onurunu ayaklar altına almaya çalıştığınız insanların ve onları sevenlerin yüzüne bakamaz olursunuz. İtibar yok etmeye çalışırken itibarınızdan olursunuz.

Hukuk yasaları olmasa da ilahi adaletin bir gün ama bir gün mutlaka tecelli edeceğini sakın unutmayın.

Akaydın Hoca’nın yerinde olsam okkalı bir tokat atmaya çalışanlara diğer yanağımı da dönmem. Onları var olan yasalara teslim etmekle kalmam, ilahi adalete de havale ederim.

“Affet! Yanlış anlaşılmış.” Diyenlere de kulak asmam.

Adaletin kestiği parmak acımaz felsefesiyle yola çıkar, bugüne kadar haksızlığa uğramışlara ya da uğrayacaklara emsal bir tavır sergileyerek örnek olurum.

Hiç kimse unutmamalıdır ki:

“Edenin ettiği yanına kâr kalmaz!”

Yanlışların özrü olabilir… Ancak insanların namusu ve onuru, itibarıyla oynanmaya yönelik kirli ve karanlık senaryo sahipleri asla affedilemez.

Hazır söz Akaydın Hoca’dan açılmışken…

C.H.P’nin en stratejik hatalarından biri Akaydın gibi bir akademisyenin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterilmesiydi. Akaydın’ın yeri parlamento olmalıydı.

Özetle…

Bana göre son genel seçimlerdeki stratejik hatayla C.H.P Antalya’da iki evladını kurban vermiş oldu. Birisi Muratpaşa Belediye Başkanını Büyükşehir için aday göstermemek ve onu yol ayrımına sürüklemek diğeri de Akaydın’ı Büyükşehir için aday göstermede ısrar etmekti.

Her neyse…

Bu başlangıç için:

“Ya bismillah!” Denilirse…

2015 Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın yılı oldu… Sevenlerinin de öngörüsü olumlu olarak bilirkişi raporlarında sonuçlanarak güvenlerinin boş olmadığı anlaşıldı.

Akaydın’ın yerinde olsam yasal izin alır, eski zamanlarda olduğu gibi davul zurna çaldırır bu muhteşem sonucu tüm Antalya ile paylaşırdım… Bence bunu hak ediyor…

Sayın Akaydın ve ailesinin…

Sevenlerinin…
Hak ve adalet arayan herkesin gözü aydın olsun…