Rantın şeytaniliği

Kim olursa olsun Antalya’da belediye başkanlığı görevine seçilen, ancak ve ancak 3 ay dürüst, sadık, Allah Korkusu, Kul Hakkı Korkusu, şereflilik, ahlaklı kalabiliyor.

 


Seçilmişin çevresini saranlar bir şekilde seçilmişi rantla tanıştırıyor, onun sıcak yüzüyle buluşturuyor. Ne kadar dürüstüm derse desin, hepsi ranta kurban oluyorlar.

Rant Şeytanı ve havarileri insanın zihnini alıp götürüyor.

Gözünü zenginlik bürüyor.

Sonra da ne insanı, ne hayvanı, hiçbir canlıyı gözleri görmüyor.

Çünkü gözlerini para bürümüş oluyor.

Ve bu en çok Antalya, İzmir, İstanbul, Ankara gibi kentlerde oluyor.

Antalya’ya şöyle bir bakın, çobanlıktan gelmiş insanın nasıl zengin olduğunu görürsünüz.

Kimse nereden buldun diye sormaz.

Çünkü herkes payını alır.

O görür, o tutar, o korkutur, o iyi insan rolü oynar, bazıları da hani bana hani bana der ve bal tutan parmağını yalar.

Bu o kadar çok yaşanmıştır ki Antalya’da.

Jitem görmüştür, jandarma yakalamıştır, polis sorgulamıştır, savcı dava açmıştır, hakim haaaaa diye kaşlarını çatmıştır, sonra orta yol bulunmuş, her kes nasibine razı olmuş, dava da bitivermiştir.

Bir de aklarlar insanı ha.

Sadece o mu, adam bir inşaatçıdan resmen ve alenen para ister, konuşma dinlemeye takılır, soruşturma açılır, payını alanlar susar, kardeşini işe sokanlar çıkar dosyanın içinden, hakkında daha bir sürü iddialar dolaşan başkan bir bakmışsınız, kendini herkesten daha temiz görür. Sizin telefonunuza bile çıkma ihtiyacı hissetmez, çünkü adli makamlardan korkusu kalmamıştır. Dosyalar bir bir kapatılmıştır, ya halkın vicdanındaki dosyalar.

Tertemiz kızları makamlarınızın gölgesinde iğfal edersiniz, konu basına yansıyacağı zaman yansıtmak isteyenleri paraya boğarsınız, anasını susturursunuz, adli makamları görmezden getirir, paçayı kurtarırsınız. Neredeyse iğfal edilen kızı suçlu çıkarmaya kadar gidersiniz. “Bana zorla iğfal edildi!”

Paranın gözünü seveyim, gözünü.

Sekreterinizi kandırır, makamın ihtişamıyla gözlerini karartır, bir de çocuk sahibi olduktan sonra evler, katlar, daireler, arabalar alırsınız, sonra halkın huzuruna geldiğinizde biz dürüstüz  diye bağırırsınız.

Yalan külliyen yalan olduğunu siz de bilirsiniz.

Birliklerden trilyonlar götürürsünüz, otellerde sevgililerinizle yakalanırsınız, Ak Partiliyiz diye de kendinizi namuslunun namuslusu göstermek için atmadık takla bırakmazsınız.

Geçmişte Kundu’dan malı götürürsünüz, bugün en dürüst tüccar ünvanıyla ortaya çıkarsınız. Eğer o dönemin Belediye Başkanı hasta olup rapor almasaydı, seni de vekil bırakmasaydı, acaba nerede sürünüyor olurdunuz? Ama şimdi kendinizi kral görüyorsunuz değil mi?

Ah şu makamlar yok mu şu makamlar.

Ah şu paranın gücü yok mu paranın!

Dün elif be demesini bilmeyenleri bugün paralarıyla ezbere kuran okutturacak hale getiriyor. Parayı basıyorsun, senin adına birileri kuranı hatim eniveriyor. Söz sana geldiğinde de “Hatim indim”diye yalanın gururunu yaşıyor. Hadi vatandaşı kandırdın da Allah’ı nasıl kandıracaksın.

Antalya’da rant çok yüksek ve müthiş paylaşılıyor. Antalya’da herkes paranın esiri olmuş. Artık bu çark kurulmuş. Belki 15 yıldır, çark çalışıyor. Kim gelirse gelsin, yaratıyor, alıyor, paylaşıyor. Vatandaşı kimse düşünmüyor, sadece oy alıncaya kadar düşünüyor görünüyorlar. Oysa sağcısı solcusu, Ak Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi hepsi rant noktasında birleşmiş, 15 yıldır, her şeyi ortaklaşa yapıyorlar. Para paylaşılıyor, suç da kapatılıyor.

Allah sonumuzu hayır eder inşallah…

Yayın Tarihi
06.08.2013
Bu makale 8352 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!