Renkleri karartmamak

 

Egemenler dünyasının aklı fesatlıkta olunca, mutluluk arayışındaki insanları farklı zor yollara sokmak için her türlü sinsilik mubah olarak görülür.

1915 karanlığını Anadolu insanına kara bir örtü olarak layık görenler, eski yaraları kaşımaya ve kanatmaya devam ediyorlar.

Yıl 2015…

Ermeni soykırımını dünyanın vicdanına sunmaya çalışarak kabul görmesi için her türlü yol deneniyor.

Orhan Pamuk gibi bir yazar geçmişe dönük kan davasının alevine su yerine benzinle yaklaşıyor. Ödülü Nobel olsa da vicdanına yarınlarda yazılacak yazı merhametsiz yargıç olacak.

Ermeni Lobileri dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi soykırımı suçlusu olarak göstermek için var gücüyle çalışıyor.

Geçmişin el kanlı Amerika’sı, Kızılderili soykırımını gözlerden uzak tutmaya çalışıyor. Avustralya, Aborjinleri… İsrail, Filistinlileri… Avrupa, Yahudileri… Peru (Güney Amerika, İnkaları… Çin, Uygur Türklerini…

Türkiye’nin de, Ermenileri demek için tarihin içinde geçen olayları iyi irdelemek gerekiyor. Çünkü Türkiye barış içinde bir arada yaşadığı Ermenilerle sorun yaşamamıştı… Ta ki Çarlık Rusya’sının işgaline kadar huzur devam etmişti. Rus ordusu Doğu Anadolu’ya asker çıkardığında ayrılıkçı Ermeni komitacıları durumu fırsat bilerek vur kaç taktikli saldırılara başlamıştı. Birlikte yaşadıkları yurt cehenneme dönüştürülmüş, Ermeni kıyımları olağanüstü boyutlara erişmişti. Van’ın Zeve köyündeki katliamlara diğer katliamlar da eklenip süreç içinde kan akmaya devam edince, doğal olarak işgalci Ruslara ve müttefiklerine karşı başlatılan kurtuluş savaşından galip çıkan ordu doğal refleksini ortaya koyarak Ermeni Tehcirini zorunlu görmüştü.

Bütün bunları Türk, Ermeni ayrıcalıklarını anlatmak için yazmıyorum. Bir ülkenin parçalanıp bölünmesine yönelik emperyalist güçlerin planlı, programlı oyunlarının Anadolu’daki kurgulanışına tarihi tanık göstererek dikkat çekmek istiyorum.

Çocukluğu ve gençliği Van’da geçmiş birisi olarak şunu altını çizerek belirtmek isterim ki biz sade vatandaşlar; Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin arasında hiçbir sorun yaşanmamıştır. Toylarımız, sünnetlerimiz, dini bayramlarımız ve inançlarımızı yerine getirirken; sen, ben kavgasına düşmemişizdir. Ancak ayrılıkçılar ve düşman kampçılarının hep ayakta kalmasını istedikleri fitne ve fesatlar gündeme taşınmış ama etnik kökeni farklı diye insanlarımız bütün bu oyunları boşa çıkarmayı başarmıştır.

Anadolu koca bir kültür okyanusu… Dahası insan kimliğinin renk tayfı… Bu renkleri karartmak isteyenlerin yüreği varsa geçmişte yaşananları, yaşanılır bir hayatın mücadelesini vererek insanlarımıza unuttururlar.

Kadim Anadolu insanının güzel bir sözü vardır:

“Kanı kanla yıkayamazsınız.”

Bu sözü dünyaya da kabul ettirmek için barış içinde yaşama utkusundan kopmamak gerekir.

Analarımızın memelerindeki süt tükendiğinde kimimiz bir Ermeni ya da bir Kürt ananının memelerindeki sütü emmedik mi? Kan bağı kadar süt helalliğini Anadolu insanına kim unutturabilir? Kim o yokluk günlerinde kandillerdeki yağı paylaşan merhameti göz ardı edebilir?

Yetsin artık Anadolu’nun yemyeşil ovalarının, dağlarının üzerine çöreklendirilmek istenen hüzün bulutçularının utanç veren çabaları. Yüreklerimize ayrık dikenleri dikmek yerine hala ne diye barışın, kardeşliğin, dostluğunun tohumlarını ekmiyoruz?

Efendiler, renkleri karartmayın!

Çekin güneşimizin üzerinden cenabet ruhlarınızı!

Bizi memleket türkülerimizle baş başa bırakın!

Sizlerin çirkin siyasetleri yerine yol gösteren pusulalar türkülerimizdir.

Çünkü biz Anadolu’yuz!

Kardeşliğimiz kavi ve birlikteliğimiz kadimdir…

 

Yayın Tarihi
24.04.2015
Bu makale 198 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!