Restleşme

Ağrı’da askerlerin perişan halde köylüler tarafından kurtarılmasını iktidar kanadı kendisine yediremedi, kem küm etti ancak düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkmasını becerebildi.

 

HDP Eş genel Başkanı ile iktidarın üst düzey liderlerinin arasındaki söylemler ve bu söylemlere en üstün de dâhil olması barış sürecinin nasıl yalpalayarak yol aldığının göstergesi oldu.

 

Genel Kurmay Başkanlığının açıklaması kimin yalan söylediğinin kanıtı olunca panikleyenlerin paniği gündemin aynasına yansıdı.

 

Her iki parti de durumdan yarar çıkarmanın peşinde. Zarar gören ise ne yazık ki silahlı kuvvetler. Peki, silahlı kuvvetler olayın olduğu tarih itibariyle kimin emir ve komutasında? Söyleyeyim… Milli Savunma Bakanlığı ve silsilesinin. O halde silsilenin dayandığı son zirve noktası neresi? Malum nokta. Ve o nokta her zamanki bilinen polemiği ile Ağrı yaşananları medyaya haber servisi yapan HDP Genel Başkanına verdi veriştirdi. HDP Genel Başkanı olaya daha soğukkanlı yaklaştı ve sadece olayın somut kaynağı fotoğraflarla ve video görüntüleriyle sessiz kaldı.

 

Ağrı olayları sıradan bir olay değildir. Bu durumu siyasi getirim aracı sayanlar kesinlikle ateşle oynarlar. İş restleşmeye dayandığında ise ortada barış süreci diye bir şey kalmaz ve ortalık yeniden kızışır.

 

Olan kime olur?

 

Oğullarını raporlarla vatani görevinden alıkoyanlara mı? Yoksa parayı bastırıp bedelliyle yurt görevinden köşe bucak kaçırdıkları oğullarını koruyanlar mı?

 

Olan tek varlığı biricik evlatları olan namuslu vatandaşlara olur ve asker olsun, dağdaki olsun dökülecek kanda boğulan halka olur.

 

Onlara iktidarın nimetleri, halka da gözyaşı ve ağıt kalır.

 

Restleşme barış içinde bir arada yaşama utkusuna yaylım ateş açmaktan başka hiçbir şeye yaramaz.

 

Oy oranlarındaki yüzdelerin oynamasına yarar kılsa da halkın sabır ibresini altüst eder ki Ortadoğu ülkelerindeki kanlı tablolardan birine Türkiye’de dâhil edilmiş olur.

 

Gerilimden ve kargaşadan medet umarak iktidar ömrü uzatmak ya da iktidar olmaya koşmak elinde ateşler saçan meşale ile barut dolu cephaneliğe koşmakla eş değerdedir.

 

İşte bu nedenle diyorum ki aklımızı başımıza toplamalıyız ve restleşmenin yaratacağı kan fırtınalarına karşı akılsız, mantıksız komplo teorilerinden vazgeçmeliyiz.

 

Yayın Tarihi
18.04.2015
Bu makale 213 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!