Rizeli Havva Ana'ya mektup

Biliyorum konu bayatladı diye çoğunuz yazıyı okumayacak...
Ne yapabilirim ki?... Hem araya bayram tatili girdi, hem de gündem hızlı değişiyor...
Ben de yazıya okuyanlarla devam ederim. Buyurun gidiyoruz!...
***
Sevgili Havva Ana,
Karadeniz yaylalarını birleştirecek 'Yeşil Yol'a karşı çıkmak için, Artvin'de "Devlet benim" diyerek kendini iş makinelerinin önüne attın ya...
Diyorlar ki; Sen bölgeye akın akın turist gelmesine, para yağmasına, ülkenin ve halkının zengin olmasına engel oluyormuşsun!
Rahat ol  Anacığım, o işler hiç de söyledikleri gibi değil!...
Doğal hayat, tabiat güzellikleri bozulacakmış, onlardan vazgeçtim; Gel ben sana sizin oralara turizm gelince neler olacak, neler yaşayacaksın onu anlatayım...
Farz edelim yol yapıldı...
İktidar arkası kuvvetli yandaşlarına turistik tesis yapmaları için araziler "tahsis"edecek...
Bu kişilerin tamamına yakını yöre halkı dışından kişi ve şirketler olacak. Hatta bazılarının para kaynaklarının nereden geldiği tartışılacak!...
Tahsisi alan, devletten de krediyi cebine koyup, bu arazilere muhteşem tesisler kondurup, etraflarını dikenli tel ve duvarla çevirip, kapılarına özel korumalar dikip sizi içeriye sokmayacak...
Dışarıda gözleme satmaya kalksan; Tesisler, büyük Türk icadı(!) 'her şey dahil' sistemiyle çalışacakları için turist dışarıya çıkmayacak, senin gözlemeler de elinde kalıp bayatlayacak!...
Yaptıkları yeşil yol, turistik tesislerin personel servis araçlarıyla, otellerle hava alanları arasında son sürat transfer yapan minibüslerle, otobüslerle dolacak, kazalar olacak. Özellikle bayram tatillerinde sıra sıra dizilmiş çoğu 34 plakalı arabalarla yollar tıkanacak...
Sizin yöre Belediyeleri bu işe 'Yeşil Yol'a alt ve üst geçitler yaparak, yolları genişleterek çare bulmaya çalışacak!... Tahrip olan, bozulan doğayı plastik çiçek, yapma ağaçlarla kapatacak (Bilmem bilir misin, bizim buralarda 'Belek' diye bir turizm merkezi var. Hemen yanı başında bir sürü tarihi eser ilgisizlikten yıkılırken, burayı yapma taş ve betondan tarihi görünümlü su kemerleriyle "süslediler"!)...
Haa unutmadan; Yöre dışından gelmiş turizmcilerin çoğu sizleri beğenmeyecek, "Yahu bu Rizeliler de garip insanlar... Artvinliler şöyle, Hemşinliler böyle" diye atıp tutacaklar!...
Tesisleri çalıştıran şirketlerin merkezleri İstanbul ve Ankara'da olduğu için, yöre belediyelerinin hizmetlerini sonuna kadar sömürecekler ama yöreye beş kuruş vergi de ödemeyecekler...
Arap turist gelse; Ortalık pislikten geçilmeyecek, yöre halkı sokağa bile çıkmaya çekinecek. İnanmıyorsan, git İstanbul Büyükada'nın halini gör!... Rus gelse; Dükkanlar parıltılı trekking ayakkabıları satacak, sizin erkekler elden kaçacak, yaylalar diskotekler ve gece kulüplerinden gelen yüksek sesli müziklerle çınlayacak!... İngilizler içip içip gece yarısı yayla yollarında bağırarak şarkı söylerler, sizin hem kafanız kaldırmaz, hem kafanız bozulur!... Çinli desen, artık gelmez... Almanı, Avusturyalısı, kendi ülkesindeki muhteşem dağlar varken, sizin oralara kafasını bile çevirmez!...

***
Aslında daha yazacağım çok şey var Havva Ana...
Turizmci arkadaşlar alınıp "Zaten bu yıl turist de az, devlet bizi kurtarsın" diye feryat ederler diye yazmıyorum!...
"Bunları nereden biliyorsun?" diye sorarsan; Antalya'da yaşıyorum. İşler buralarda böyle oldu..
Yok eğer "Bu iş hiç mi bana yaramaz oğlum?" diye sorarsan...
Belki sen otellerin Türk gecelerinde gözleme yaparsın? Senin oğlan da bir otelde garsonluk kapar, tipi de uygunsa köy düğünü şovlarında damat rolüne çıkar, meşhur olur!...
Tercih senin... İster direnmeye devam et... İstersen ülke turizmine hizmet et!!!...
Kendine iyi bak. Ellerinden öperim.

Yayın Tarihi
31.07.2015
Bu makale 976 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!