Şahin Solmaz kardeşime mektup

Sosyal medyada mutsuzluklara neden olan sorunlarla ilgili görüş istemişsin... Bu dileğin bana göre bir çığlıktır adaşım.

Az buçuk şeyler yazdım ama çözüm önerileri de yazmam gerektiğini söylemişsin.

Haklısın…

Asıl amaç maval okumak yerine yüreğimizi ortaya koyup çözüm önerileri yazmak. Derim ki...

Mavinin kara bulutlardan kurtuluşu için şunlar yapılabilir...

Lise mezunu olmayana oy kullandırmamak. Dini değerleri siyaset malzemesi yapmayı yasalarla engellemek…

Bir garabete dönüşen kara düzenden kurtulmak için mücadele vermek. Dost ve arkadaş toplantılarını çoğaltmak…

Geyik yapmaktan vazgeçip güncel sorunlar içinde yapıcı söyleşilerde bulunmak.

Her aile içinde bireylerin günde en az bir saat bir araya gelerek televizyonu cep telefonları kapatarak ailesel sohbetler yapmak.

Ön yargısız düşünme becerisi edinmek.

Birisini yargılamadan önce kendimizi yargılamak... Her akşam başımızı yastığa koyarken o günün artılarını, eksilerini gözden geçirerek özeleştiri yapmak. Sorunlardan kaçmak yerine sorunları çözme gayreti içinde olmak. İkili söyleşilerde üçüncü bir kişiyi yargılamak yerine onun da düşüncelerini konuyla ilgili yorumlarını almak. Bolca Yunus Emre, Mevlana araştırması yapmak…

Anadolu’nun yetiştirdiği bilgelerin özgeçmişlerini incelemek…

Yeri geldiğinde gâvur dediğimiz Hıristiyanların farklı dinlerin insanlarının günah çıkarma geleneklerini araştırıp irdelemek. Ülkemizde sadece tek bir dine inananların olmadığına kanaat etmek.

Ve...

Sevgili Şahin kardeşim bu çağrına katılanların sayısının azlığı ve çokluğu hayata sarılıp sarılamayacağımızın bir kıssası olacaktır.

Ya da...

Hayır! Hayır yenilmeyeceğiz Van Gölü mavisi yürekli yiğit kardeşim asla yenilmeyeceğiz..

Yani hemşerimiz Ruhi Su'nun o türküsündeki gibi:

"Sayılmayız saymakla

Kırılmayız kırmakla" Cesaretinin duruşunu sergileyeceğiz.

Hayal kırıklığı yaşasan da bu tür anketlerine devam et güzel kardeşim.

Seni dostluğun ve kardeşliğin en derin içtenliğiyle kucaklıyorum.

Senin gibi can dostların çoğalması yarına olan umutlarımızı çoğaltacaktır. Düş kırıklığı yaşasak da yolumuza devam edeceğiz…

Yunus Emre olacağız… Mevlana olacağız… Hacı Bektaş-ı Veli olacağız... Yaşar Kemal, Nazım Hikmet olacağız…

Çare küle bulanmış yüreklerimiz silkelemek, duygularımıza vurulan prangaları paramparça etmektir.