Salça, pestil, erişte, tarhana zamanı

Takvim hesabına göre yazın son ayını yaşıyoruz. Ama feleğini şaşırttığımız doğanın takvimi ne yazar onu da gelen günler belli edecek.

 

Uşak’taki sevgili dostum Ramazan Gün öğretmenim kaç gündür sosyal medyada Uşak’ın Karahallı ilçesinin Paşalar köyünden üretimin içindeki insanların fotoğrafını paylaşıyor.

 

Güneşe serilmiş koyu kırmızı salça sinileri… Ak örtülere yayılıp kurumaya terk edilen tarhanalar henüz ilk fotoğraflar.

 

Atadan gördükleri yolu izleyen güzel insanlarımız organik ürünlerden vazgeçmemeye kararlı. İşte bu yüzden bostanındaki domatesi salçaya dönüştürüyor, ürün fazlası patlıcanı, bamyayı, fasulyeyi, biberi ipe diziyor. Kazanlarda pişirdiği eriği pestil edip gün sıcağına terk ediyor. Bütün bu yoğun emek dağları beyaz kar yükü tuttuğunda, bostanları kapladığında geçecek uzun soğuk günlere erzak hazırlığı için.

 

Batı Anadolu’yu bilmem ama Doğu Anadolu’da bütün bunlara ilave olarak büyük kazanlarda, odun ateşi üzerinde kavurmalar yapılması ve pişen etleri tenekeler içine doldurup kışa saklama çalışmaları yapılır.

 

Uşak’ın Paşalar köyündeki çalışmaları gören konserve fabrikaları dudak büker mi bükmez bilmem ama yaptıkları iş övgüye ve alkışa değer. Hem fazla ürünü yarına hazırlamak ve hem de israfa ödün vermemek açısından mükemmel bir çaba.

 

Yağmurlar geliyor derken de zeytinler çizilecek, turşular kurulacak. Yaz meyvelerinden yapılmış reçeller renk renk kavanozlarla da dolapları doldurulmuş olacak.

 

Otlu peynirin tazesi Nisan, Mayıs ayında peynirciler çarşısına aktığında memleketim Van’da da peynirler küplere, şimdilerde de kalın plastik bidonlara doldurulup ağızları cacıkla sıvandıktan sonra toprak bir yere gömülür ve zemheri kış günlerinde saklı peynirler çıkarılmaya başladığında kahvaltı sofraları şenlenir. Geçen günlerde Hoşap Kalesi yerleşkesinde yapılan kazı çalışmalarında iki yüz elli yıllık küpler toprak altından çıkarılmış ve o yıllarda da peynirin toprak altında korunduğu anlaşılmıştı.

 

Hayat devingenliğini sürdürürken insanoğlu da ayakta kalmak ve tutunabilmek için doğanın kendisine sunduğu her şeyden yararlanmaya gayret ediyor. Yeter ki barış içinde bir arada kardeşçe yaşamak tutkusundan uzaklaşmayalım. Ve ne zaman umutsuzluk gelip önümüze dikilse, hüzün yüreğimize çöreklense silkinip Cahit Sıtkı Tarancı’nın Memleket İsterim şiirinin mısralarını hatırlayalım.

Yayın Tarihi
13.08.2015
Bu makale 426 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!