Seçim güvenliği ve Antalya

Şimdi birileri yine “Bahane arıyorsunuz” diyecek ama 12 Haziran Milletvekili genel seçimlerine siyasi partiler eşit şartlarda girmiyor.

AKP, hükümet olmanın tüm avantajlarını sonuna kadar kullanmaktan çekinmiyor.

Başka yerlere gitmeye gerek yok.

Antalya’da yaşananlara bir göz atmak gerekli.

AKP’nin seçim çalışmalarına kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri katılmaktan çekinmiyor.

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Antalya mitingine kamu araçları ile izleyici taşındığını sağır sultan bile biliyor.

Bununla da yetinmediler, kamu görevlilerini tehditle mitinge getirdiler.

Minicik yavruları saatlerce Başbakan gelecek diye ayakta beklettiler.

Öğretmenlere ve okul yöneticilerine katılım zorunluluğu getirdiler.

Vatandaşı sadaka edebiyatına öyle alıştırdılar ki, İzmir örneğinde olduğu gibi vatandaşa, kumanya, meyve suyu, şapka, su dağıttılar.

Bu kumanya dağıtma işini siyasete bulaştıran şimdilerde kaçak konumda olan ve Fransa’da yaşadığı söylenen Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dı.

Cem Uzan, mitinglerinde döner ekmek dağıtmak dışında vatandaşı cep telefonu mesajları ile bıktırmıştı.

Bu yöntem çok verimli olmuş ki, AKP izinden gidiyor.

Seçime 5 gün kala her yolu denemeye devam ediyorlar.

AKP’nin seçim çalışmalarına devletin resmi araçları ile taraftar taşıdıkları gibi, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri de adım adım iktidar partisinin mitinglerini izliyorlar.

Antalya, bir konuda şanslı.

Bazı illerde olduğu gibi vali ve emniyet müdürü AKP militanı gibi hareket etmiyorlar.

Bazı valiler ve emniyet müdürlerinin yaptığı gibi AKP’ye oy istemiyorlar, bu amaçla esnaf gezileri yapmıyorlar.

Antalya’da partiler centilmenlik anlaşması imzalamalarına rağmen AKP, bu anlaşmayı da yok sayıp, Antalya’nın önemli bölgelerini bayrak ve flamaları ile süslemeye devam ediyor.

Seçim yasaklarına girmesine rağmen devam eden veya yarıda kalmış inşaatlara dev seçim afişleri yapıştırmaktan çekinmiyor.

CHP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli’nin “Seçimde 2 milyon mükerrer oy çıkabilir” şeklinde açıklamasının üzerine muhalefet partilerinin ciddi bir biçimde gitmesi gerektiğini vurgulamak lazım.

12 Haziran seçimlerinde ilk kez hükümet sandık başlarında polis nöbeti yaptıracak.

Sadece sandık başlarında görev yapan polisler değil, sandık görevlileri, o sandık bölgesinde görevli araçların sürücüleri de hem görev yaptıkları sandıkta, hem de isimlerinin bulunduğu sandıklarda oy kullanma olanağına sahipler.

Ayrıca Antalya’da binlerce seçmen kütüklerden silinirken, binlerce seçmenin de hayali adresler gösterilerek, seçmen listelerine yazıldığı biliniyor.

Bu kişilerin mükerrer oy kullanmalarının önüne nasıl geçileceği bilinmiyor, bilinemiyor.

Tüm bu örnekler, seçime hile karıştırıldığı yönünde iddiaları doğrular nitelikte.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki vatandaşın da, siyasi partilerin de, milletvekili adaylarının da seçim sonuçlarına yönelik kaygıları var.

Bu kaygıyı ortadan kaldırmak için de atılmış somut bir adım yok.

Seçim yaklaştıkça liderlerin, parti sözcülerinin ve milletvekili adaylarının söylemlerinin sertleşmesi, parti gurupları arasında gerginlik ortamı yaratılması da sandık görevlisini tehdit eden etkenler olarak gözleniyor.

Turizmdeki konumu nedeniyle her zaman olduğu gibi milletvekili genel seçimlerinin yapılacağı 12 Haziran Pazar günü de dünyanın gözü Antalya’da olacak.

Antalya’da yaşanacak bir olumsuzluk, büyük oranda imaj kaybına neden olacak.

Bunun için de kent yönetimlerinin ve seçim kurullarının, elbette güvenlik görevlilerinin omuzlarında ciddi sorumluluklar var.

9 Haziran günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun mitingi var.

Antalya, Kılıçdaroğlu’nun mitingi ile seçim öncesi önemli bir sınav verecek.

Katılımın çok yüksek olacağı söylenen bu miting konusunda herkesin duyarlı davranması gerektiğinin altını çizmek gerekiyor.