Seçki

Son haftasına giriyoruz seçim maratonunun.

Her parti programını açıkladı. Liderler eteklerindeki taşları dökmeye devam ediyor. Parti kadroları nefes nefese mücadeleye devam ediyor.

Tüm bunları harmanlayıp bir seçki yaptım kendimce.

Hangi parti inandırıcı, hangi partinin lideri toplumsal hayatta gülümsemeler yarattı diye aklımın süzgecinden geçirdim.

7 Haziran seçimlerinin en inandırmayan, meydanlarda heyecan kaybettiren, aslının kopyası olarak görünmeye çalışırken rüzgâr oluşturmayan lider AKP Genel Başkanı Davutoğlu oldu. Öyle olduğu içindir ki vekâletini sunan Aksaray’ın muktedirinin seçim alanlarına seçim yasalarını hiçe sayarak inmesini sağladı.

Vatan Partisi disiplinli örgütüyle göz doldururken inanılmaz bir yanlışa düştü, omuz omuza yürüyeceği Ana Muhalefet Partisine yüklenmeyi gerçek hasmını hafife alarak gösterdi. Hedefinden kaydı.

Milliyetçi Hareket Partisi bilindik politikasını sürdürdü. Sağdan da soldan da gelecek oylar kazancımdır dedi. Tavrı her türlü koalisyon için varım oldu. Meral Akşener gibi yürekli bir milletvekiline yapılanlara sol cenahın verdiği desteği bile yeterince ortaya koyamadı.

Halkın Demokratik Partisi Doğu ve Güneydoğu örgütlenmesini yurdun diğer bölgelerine taşımayı başardı. Olmaz denen illerde saldırı ve tepkilere rağmen miting yapabildi. Siyasi bir cilveleşme olmadığı ve kapalı kapılar ardında uzlaşmalar yaşanmadığı takdirde Doğu ve Güneydoğu seçim sonuçlarının nihai zaferini kazanacağının işaretlerini verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi 7 Haziran seçimlerinin favorisi…

Nedeni de ülkemizdeki hayatı derinden etkileyen sosyal ve ekonomik gerçeklerinin analizini çok iyi yaparak ortaya koyduğu programı. Merkez Türkiye projesini de halka Muharrem İnce gibi usta söylemcileri tarafından hakkıyla anlatıldığında kendisini kaplan sananların aslında kâğıttan kaplanlar olduğunu gösterebilecek.

Diğer küçük partiler ise ateş böcekleri gibi geceleri bir parlayıp bir sönerek fonda yerlerini aldılar.

Liderlere gelince…

7 Haziran seçimlerinin en göz dolduran ve meydanlarda barış ve dostluk söylemini asla eksik bırakmayan, öz yaşamından sempatik görüntüler yansıtmayı başaran, seçim propaganda konuşmalarında benzetmeleri ve mizahi göndermeleriyle HDP Lideri Selahattin Demirtaş başarılı lider görüntüsü çizdi. Seçime an kala uzlaşma ve benzeri ayak oyunları çelmesine takılmadığı takdirde yıldızı en çok parlayan lider olmaya doğru hızla koştuğunu söyleyebilirim.

En başarısız lidere gelince…

Bizim halkımız aslı varken kopyalara önem vermez.

Kopya olduğunun da farkına varan AKP Genel Başkanı arada bir parlasa da en sönük liderlerden biri oldu. Onca devlet ve parti olanaklarına rağmen partisinin gerçek politikası anlatmak yerine C.H.P Genel Başkanını hedefine koydu ve öyle olduğu içindir ki suçlama dolu söylemlerine takılıp, keskin sirke küpüne zarar verir misalini hatırlattı. Onun boşluğunu doldurmaya çalışan Cumhurbaşkanı da ne yazık ki her açılış töreninde yaptığı tarafgir söylemleriyle iktidar partisinin eriyen oylarına olumsuz etki yarattı ve erimeyi hızlandırdı. Bu yaklaşım 7 Haziran seçimleri sonuçlarında iktidar partisinin hanesine yazılacak başarısızlığın ana fikri olacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi Liderine gelince… Ekibiyle oluşturduğu program yükselen oylarının lokomotif gücünü oluşturdu. Tüm parti liderlerine özellikle iktidar partisi genel başkanına:

“Buyurun bir televizyon programında tartışalım.” Resti demokrasi özlemi içinde olan kitlelerin yürek telini titretti. İnandırıcılığı partisinin oylarını hızla yükseltti. Parti içindeki Muharrem İnce gibi söz ustası arkadaşları da çabalarına büyük katkılar sağladı.