Şemsiye promosyonlu yazı

Geçtiğimiz ay, Antalya Belediyesinin bir şirketi tarafından işletilen ücretsiz Konyaaltı halk plajında bu yaz şemsiye ve şezlong verilmeyeceği açıklandı...

Sonra nedendir bilinmez, sahilin bir bölümünde ücretli, bir başka bölümünde kimlik veya depozito karşılığında ücretsiz şezlong vermeye başladılar...

Bu yap-bozun nedeni, geçen yıl popülizm yapacağız diye kimliksiz, depozitosuz, bedava verdikleri şemsiye ve şezlongların çoğunun çalınmış olması!

***

Yahu arkadaş!... Sahiden merak ettiğimden soruyorum... Sen kullanasın diye bedava oraya konmuş şezlongu, şemsiyeyi neden yürütüp evine götürürsün ki?...

"Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir" diye düşündüğünden mi?... Yürütmezsen, geceleri rüyana giriyor, kan-ter içerisinde uyanıyorsun; "Ya başkası yürüttüyse?"... O şezlongu senin büyük oğlan yardımıyla arabaya taşırken duyduğun korku ve heyecandan zevk de alıyor olmalısın...

Hanım sevinçli ve gururlu: "Aferin Bey. Ne de güzel çaldın şemsiyeyi. Balkonda da pek iyi durdu. Komşular çatır çatır çatlayacak!"... Çocuklar arkadaşlarına övünerek anlatıyor: "Benim babam tam iki şezlong, iki de şemsiye yürüttü akıllım. Seninki kaç tane yürüttü?"... O kadar ki; Çalışıp eve ekmek getirdiğinde, bu kadar övgü almıyorsun!

***

Otellerden şampuan, sabun, plastikten dandik ayakkabı çekeceği yürütmeyeniniz var mı?... Ben yürüttüm... O keyfi iyi bilirim!...

Demek ki, insanoğlunun yapısında var... Kimisinde az, kimisinde çok!

Doktora eşantiyon veren ilaç firması, bir adım öne geçer... Azı kalem, çoğu Paris seyahati...

Avukata davanı vermeye hediyeyle git, ayakta karşılasın... Azı çikolata, çoğu Allah ne verdiyse!...

Üç liralık hediye puanı almak için, kredi kartıyla 3 bin liralık alışveriş yapan tanıdığım var...

Bilimsel kongrede "Bildiri kitapçığı kalmadı" desen tıs çıkmaz da, "Kongre çantası kalmadı" dersen hır çıkar!...

Yıllarca kimlere "Çorba parası" ödediğimizi unutma!... Özal da aynı nedenle "Benim memurum işini bilir" dememiş miydi zaten?...

Hiç, normalde doğru-dürüst haber verdikleri için satması gereken gazeteleri, plastik oyuncak verdikleri için alan arkadaşların olmadı mı?...

Neden yemekli iş görüşmelerinde hesabı hep "işi düşen" öder de, "işi yapacak" olan ödemez diye düşündün mü?...

Asıl işlevleri paramızı saklayıp işimizi kolaylaştırmak olan bankalar, neden personel maaşlarını yatıran kurumlara fazladan bir de "promosyon" veriyorlar, merak etmiyor musun?...

Ya, lokantada 100 liralık hesabı ödedikten sonra 1 liralık çay, kahve ikramı isteyenlere ne diyorsun?...

Durum böyleyken, vatandaşın seçimde verdiği oyun fotoğrafını çekip karşılığında para almasını ayıplayanlara... Yine vatandaşın bir siyasetçiye "Rüşvet aldı, hırsızlık yolsuzluk yaptı, Harun gibi zengin oldu" diye kızıp onu sandıkta cezalandırmasını, "sıfırlamasını" bekleyenlere hakikaten şaşırıyorum... Yahu, insanoğlu "Yaradana şükür" ederken bile, kendisine vaat edilmiş olan cenneti düşünüyor!...

***

Diğer taraftan...

Bazı kendini bilmez tatilciler, halk plajından şemsiye ve şezlong çalan "değerli" vatandaşlarımıza "Bedava verilen hizmetin karşılığı böyle olmamalıydı" diye kızıp, söyleniyorlarmış...

Arkadaş, sen şemsiyenin, şezlongun gittiğine yanacağına, denizi, güneşi, kumsalı orada bulduğuna şükredeceksin!... Sahiller, ormanlar, akarsular nasıl kapış kapış talan ediliyor görmüyor musun?... Bu ülkede uygun fırsatını ve adamını bulan onları da götürüyor!...

Yani eğer vatanın her köşesi santim santim hortumlanırken, senin derdin gerçekten bir şemsiye bir şezlongsa...

Bu yazıyı İnternet'te 100 defa okuyup paylaşana veya gazeteden 100 tane satın alana bir şemsiye benden... Artık şezlongu da kimden bulursun ona karışmam!