Sevgi Yolu

Duygularımı, sevgilerimi, güzellikleri ifade edecek cümleler aradığımda şarkılarında ve şiirlerinde bulduğum usta Kayahan da yok artık.

Hafta sonunda ebedi mekânına yolculuğa çıkan Kayahan ile ilgili çok sayıda yayını izleyerek hem hafızamdaki anılarıma döndüm hem de Kayahan’ın “sevgi” üzerinden toplumsal misyonunu yerine getirmek için ne kadar çaba harcadığını da anladım.

Şarkılarını tekrar tekrar dinlediğim bu hafta sonunda “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşulacağı” mottosunu başka şekilde anlamlandırıyorum. Şarkılarında; toplumun şu an içinde bulunduğu sevgisizlikten beslenen durumu; kutuplaşma, ötekileştirme, toplumsal öfkenin giderilmesindeki tek kelimelik “sevgi” formülünü 1990 yılların başından itibaren vermiş olduğunu anlıyor neden göz ardı ettiğimize anlam veremiyorum.

Bu köşemin konuları güncel olaylardan beslenir. Cumartesi Akşamı Fenerbahçe Futbol takımına menfur bir saldırı yapıldı. Hafta içinde aynı anda tüm Türkiye ışıksız kaldı. Karanlık bastığında Dünyanın en büyük adliyesinde karanlık bir cinayet işlendi. Geçen hafta karşılaştıklarımız o kadar karmaşık görünüyor ki adeta önemlerini gözden kaçırıyoruz. Kayahan şarkılarını bu haftanın etkisinde dinliyorum daha dikkatle. Pazar sabahı “Hep Karanlık” şarkısının başka anlamı olduğunu anlıyorum. Kayahan, bir sevgiliye çağrı yapar gibi seslense de toplumumuzun içine düştüğü çıkmaza, karanlığa vurgu yapmış olduğunu düşünüyorum.

 “Hep karanlık,  hep karanlık, Yeter artık, Yeter bir avuç kar beyazı, Bir adım yol bana”

Umut işte bu kadar yakın onun şarkılarında. Mottosunu 'sevgi'yle buluşmak olarak seçen kelimelerin efendisi, Hep Karanlık Şarkısında “dağlar duvar olsa önünde”, “yollar kördüğüm düğümlense”, “gözünü dağlasalar” “ipe götürseler”  de Karanlıkların aydınlanacağına bir küçük ışıktan ulaşılacağı inancından vazgeçmiyor

 “Bir küçük pencere, Bir aydınlık bana, Hep karanlık hep karanlık, Yeter artık yeter” Kararlılıkla bir duruş, isyan değil onunkisi.

 

Kayahan şarkılarını başka türlü dinliyorum bugün şarkılarında günümüz gerçeklerinin tercümesi var.

Anadolu yollarında Sürmene’de Futbol takımının otobüsüne sıkılan kurşunlar ve katliama yol açacak bu öfke Anadolu insanına yakıştı mı? Kayahan Ben Anadolu Çocuğuyum şarkısını yazarken Anadolu yollarında, Anadolu insanının sevgiyi terk ederek “yılan”laşabileceğine ihtimal verebilmiş miydi?

“Ben Anadolu çocuğuyum, Tek tabanca, yalansız çıkmış yıllardan, Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar, Benim bu âleme aklım ermiyor” 

 “Ben Anadolu çocuğuyum, Yolum sevgiden geçer, Kimsenin hakkını yemedim ki ben”

Ya “Tek Delikli Kaval” Şarkısında anlattıklarına tercüme gerekiyor mu?

“Hey tek delikli kaval, Çal desek ne çalarsın, Bizde nefes olmasa, Sen ne işe yararsın

“Dolaşırsın kibarca, Her yerde her zamanda, Çil paranın sesiyle, Şıkır şıkır oynarsın

“Yüreğin yok kanın yok, Sen tavşandan korkarsın, Her zaman bir buradayız,Bir üflesek uçarsın”

Anlayana!

Kayahan aşkla, sevgiyle güçlü sözlerini, güçlü müziği ve yorumuyla geleceğe bırakıyor. Ben onun sözlerindeki manayı bugün melankolik bir duygulanma ile hissetmiyorum. Bizlere  aklımızı başımıza sevgiyle alabilmemiz için ışığını bırakan ve şarkılarında memleketimin hallerini bir sevgiliye seslenişinde anlatan Kayahan’a saygıyla…

Yayın Tarihi
06.04.2015
Bu makale 961 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!