Kendimizden bile şüphe ederek yaşıyoruz!
***
Televizyonda bir eğlence programı…
Sunucu, konuklar, boş boş konuşup, sohbet ediyorlar…
Aman, neler konuştuklarını can kulağıyla dinleyin!
Şarkı bile söyleseler; Hangi şarkı, nasıl, neden söyleniyor?
İyice anlamadan, alkışlamayı düşünmeyin!
***
Önünüze bir bildiri geldi…
Bir sürü aydın, bilim insanı imzasını atmış…
Sakın imzalayanlara güvenmeyin!
Her kelimeyi iyice okumadan…
İmzanızı bildiriye eklemeyin!
***
Toplu taşım aracındasınız…
Ya da dostlarınıza misafirliğe gittiniz…
Etrafınızdakilerin konuştuklarını can kulağıyla dinleyin!
Hareketlerini dikkatle izleyin…
Ne dediklerini anlamadan, kafanızı öne bile eğmeyin!
***
Evde tek başınıza oturuyorsunuz…
Aklınızdan aykırı bir düşünce geçti…
Kendinize bile güvenmeyin!
Boş bulunup, aklınızı kullanarak…
Büyüklerimizi sinirlendirmeyin!
***
Büyüğümüz kime kızıp, hakaret ediyor dikkatle takip edin…
Onları siz de düşmanınız belleyin!
Şüphelendiklerinizi ihbar edin, tehdit edin…
Mahallenizin muhtarına ya da esnafına bildirin!
***
Sakın beyaz’a beyaz demeyin…
“Ak” deyin!
Sakın siyah’a siyah demeyin...
“Ak” deyin!
Ülkenizde kan gövdeyi götürse bile…
Aman, ses etmeyin!
***
“Korkacak bir şeyim yok” diye düşünmeyin...
Her ihtimale karşı, günde üç defa özür dileyin!
Şüphe içerisinde, tedirgin bile olsanız…
İleri demokraside yaşadığınız için…
Halinize şükredin!