Suriyeliler ve Ocaklar sorunu

Antalya Valisi Muammer Türker’nin Antalya’da 1500 Suriyeli mültecinin kenti terk etmeleri konusunda tebligat gönderildiğini önceki gün basın mensupları ile kahvaltı yaptığında açıklamıştı.

Ertesi gün yazılı basında “Suriyelilere kenti terk et tebligatı” başlığı ile haberler yayımlanmıştı.

Vali Türker bunun üzerine yaptığı açıklamada; haberin amacını aştığını ve Antalya’da bulunan Suriyelilerle ilgili devletin genel politikasına aykırı bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı.

Bu gelişme üzerine bu kez de İçişleri Bakanı Efkan Efekan’a Vali Türker’in açıklaması soruldu.

Bakan Ala ise Antalya’nın özel bir durumu söz konusu olduğunu belirterek, “Bazı spesifik, lokal mevzular orada (Antalya’da) çözülebilecek hususlardır. Oradaki, bizim genel politikamız ile ilgili bir husus değildir" şeklinde yanıt verdi.

Bu açıklama gerçekten bana çok ilginç geldi. Vali Türker, Suriyelilerle ilgili olarak “devletin genel politikası” derken, Bakan Ala ise “Bizim genel politikamız ile ilgili bir husus değildir” dedi.

Basın ile kahvaltılı sohbet toplantısında Taş ve Maden Ocakları gündeme gelmiş ve Vali Türker önce görüntülerin kendisini de rahatsız ettiğini ancak, bu konuda kendilerinin yapabileceği hiçbir şeş olmadığını, konunun Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nü ilgilendirdiğini söylemişti. Yani topu Ankara’ya atmıştı.

Suriyeliler ile ilgili Bakan Ala’nın değerlendirmesine dikkate alırsak, Taş ve Maden Ocakları acaba neden bölgesel yani Antalya’nın çözebileceği bir sorun olmuyor?

Madem Antalya’nın özel bir durumu var. O zaman neden Antalya hak ettiği hizmeti alamıyor?

Aksine dağların delik deşik olması, ormanların katledilmesi, dere ve ırmakların kurutulması, doğanın katledilmesi sorununun çözümü neden Ankara’nın politikası yani devlet politikası oluyor?

Gerçekten komedi gibi bir durumla karşı karşıyayız.

Tabi, şunu da ifade etmem gerekir ki, Antalya’da ki Suriyelilerin kentten gönderilmesi ve yeni Suriyelilerin kente girmesinin engellenmesine yönelik genelge İçişleri Bakanlığı tarafından Antalya Valiliği’ne gönderildi.

Buna rağmen Bakan Ala’nın “bizim genel politikamız ile ilgili bir husus değildir" açıklama yapması da manidardır.

Elbette Taş Ocakları ve HES’ler konusunda ruhsatı elbette Ankara veriyor. Ancak Ocaklar ve HES’ler için gerekli olan “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararını Antalya’da ilgili kurumlar veriyor.

Bakanlıkların İl ve Bölge Müdürlükleri olarak ÇED sürecinde olumsuz görüş vermezsen Antalya’nın dağları, taşları, ormanları, dereleri ve doğası katledilir elbette.

Dolayısı da sorunun çözümünde adres Ankara gösterilir.

Suriyeliler konusunda da sorunun çözümü Ankara tarafından Antalya adres gösterilir.

Böyle devlet politikası her halde Muz Cumhuriyetinde bile olmaz.

Yayın Tarihi
25.12.2014
Bu makale 366 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!