Tehlikeli düşünceler

Kim ne derse desin artık Türkiye seçim atmosferine girmiştir.

Ön seçim ya da eskilerin deyimiyle teamül yoklamalarının ardından kesinleşecek aday milletvekillerinin adları partilerinin listelerine yansımaya başlayacak.

Ana Muhalefet Partisi müthiş bir ileri adım attı ve emeklilere iktidar olduklarında dini bayramlarda birer maaş verme kararı adlı. Partinin genel başkanı vaadin ciddiyetini yapacaklarını noterden tasdik ettirerek kamuoyuna açıkladı. Şu an ekonomik sıkıntı içinde inleyen emekliler için bu vaat müjde olarak algılandı.

İşin noter onayına dönüştürülme haberini okuyunca acı acı gülümseyenlerden oldum. Demek ki siyasiler kendi sözlerinin bile süreç içersinde:

“Dün dündür bugün bugündür.” Değişimi yaşayacağını düşünerek seçmenlerine daha inandırıcı olması için noter güvencesi vermeyi uygun buldu.

Haziran seçiminin hayati önemde olduğunu biliyoruz.

Halkla bütünleşen, söylemlerinde inandırıcı ve güvendirici olan, muhtarlıklara asılan listelerdeki isimleri seçim bölgesine göre inceleyerek yanlışların olup olmadığını saptayan, seçim sandık başlarında yürekli ve inançlı görevliler konuşlandıran, sandıktan çıkan oyların hakkaniyet içinde partilere dağılımını gözlemleyerek ıslak imzalı tutanakların sonuçlarını parti merkezlerine ulaştıran ve yüksek seçim başkanlıklarındaki çalışmaları yasal hükümler içinde takip etme hakkını kullanan parti yönetimlerinin kazanma yüzdeleri diğerlerine göre daha yüksek oranda olacaktır.

Yurttaş için tehlikeli düşüncelerden uzak durmak gerek.

Nedir bu düşünceler diye sıralarsam…

Bir kere benim oyum sonucu etki etmez oy kullansam da kullanmasam da bir şey olmaz demek ihanetle eş değerdedir. Nedir bu ihanet? Kendi hayatına ve ülkesinin hayatına sahip çıkmama ihanetidir.

Doğru ve yanlışı konuşursam; komşumla, arkadaşlarımla, dostlarımla aram açılır düşüncesine saplanıp kalmak ta yanlıştır. Doğruları ve yanlışları eş ve dostla konuşmak, yapıcı biçimde eleştirmek ve ülkenin geleceğine yönelik iyi ve kötü unsurları irdelemek de yurttaşlık görevidir. Unutulmamalıdır ki bin düşünce tartışıldığında bir doğru düşünceye varılır.

Her aile oy kullanma yaşındaki gençlerini motife etmek sorumluluğundadır. Bunu yaparken baskıcı ve yönlendirici olmak yerine özgür düşünme yöntemini geçerli seçenek olarak düşünmelidir. Çünkü gençler ülkemizdeki yaşanan gerçek değerlerin farkındadır. Sadece onlara tek bir oyun hayati önemini anlatmak yeter.

Oy kullanmak ya da kullanmamak elbette ki seçmenin özgür iradesiyle ilgilidir. Ancak tek bir oyun koca bir ülkeyi aydınlık yarınlara da, karanlıklara da taşıyacağı çok iyi bilinmelidir.  
Seçim sonrası ortaya çıkan olumsuz sonuç üzerine:

“İyi ki oyu atmadım.”Demek. Ya da:

“Zaten sonuç böyle çıkacaktı.”Karamsarlığına düşmek tehlikeli düşüncelerden en yıkıcı olanlardandır.

O halde laf yerine iş üretmek, kendi ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmak için aklın ve yüreğin sesine kulak vermek için geç kalmadık.

 

Yayın Tarihi
26.03.2015
Bu makale 281 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!