Tek 'çocuk' iktidarı

Tek çocuk anne baba sevgisini, oyuncağını, giyeceklerini, çikolatasını paylaşmıyor, genelde şımarık oluyor, sosyal becerileri yeteri kadar gelişmiyor, en az iki kardeş olmalı ki çocuk paylaşmayı öğrensin derler…

Kardeşi olan çocuklar birlikte yaşamayı, paylaşmayı ve yaşama dair birçok şeyi birlikte öğreniyorlarmış. Kardeş kavgaları bile çocuğun eğitimi ve hayata hazırlanması açısından yararlı görülüyormuş…

Kardeş kavgalarında, anne ve baba çocuklarına eşit yaklaşıp tarafsız hakemlik yapıyor; “Kardeşin haklı. Sen haksızsın” dediklerinde, çocuk adil bir yargılama sonucu kaybettiğini bilerek karara saygı duyuyormuş…

Ayrıca, tek çocuklu aileler genellikle “çocukerkil” oluyorlar. Evde çocuğun sözü geçiyor. Kendimden bilirim!…

Söylenenler genel davranış kalıpları… Mutlaka bunlara uymayan durumlar, kişiler veya aile ortamları vardır.

Ancak yukarıdaki kalıplara tıpatıp uyan bir “tek parti iktidarımız” var: 13 yaşına basmış A.K.P. iktidarı…

Hiç bir şeyi muhalefetle paylaşmadan, uzlaşmadan kendi istediklerini yaptırmaya çalışması… Birlikte bir yaşam yerine sadece kendi kafasındaki yaşam modelini herkese dayatmaya çalışması… Halkı benden olan, olmayan diye ayırması tek çocuk davranış kalıplarının aynısı…

Peki o zaman, neden çocuk yaparken “en az iki” de, bizi yönetsin diye parti seçerken “tek” diye tutturuyorsunuz kardeşim?….

Neden partiler koalisyon yaparak paylaşmayı öğrenerek, bize de öğretmiyorlar?

Demokrasi tarihimiz, CHP, Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisinin de tek başlarına iktidarlarında “şımarık” davrandığını gösteriyor…

Demirel’in Milliyetçi Cephe hükumetlerini koalisyon saymayın… Adı üzerinde onlar ‘cephe’leşmeydi…

Bir zamanlar milliyetçi ülkücü hareketin baş düşmanı Ecevit Başbakanlığındaki DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükumetindeki, medeni, saygılı, paylaşımcı, uzlaşmacı birlikteliği hatırlayın…

Şimdi hangi sağcı, Ecevit’den “komünist”, hangi solcu, Bahçeli’den “faşist” diye bahsediyor?…

Ayrıca ANAP ve A.K.P.’nin değişik eğilim ve cemaatlerden oluşan “gizli” koalisyonlar olduklarını da unutmayın!

***

Kemal Kılıçdaroğlu 7 kardeş… Selahattin Demirtaş 7 kardeş… Ahmet Davutoğlu 4 kardeş… Devlet Bahçeli 4 kardeş…

Kardeşli büyüyen çocuklar için söylenenler doğruysa, hepsinin kişiliği bir koalisyonu başarıyla yürütecek şekilde gelişmiş olmalı…

Bakmayın siz Erdoğan’ın koalisyon için kabus, mabus dediğine…

Çözüm sürecinden aniden çark edip, HDP’ye din üzerinden yüklenmeye başlayıp, MHP’ye hiç bulaşmaması, size de “ilginç” gelmiyor mu?…

Bunda; HDP barajı geçerse, nasıl olsa pazarlıkta anlaşıp onunla koalisyon yaparım ama o geçemezse MHP yan cebimde dursun, havası sezmiyor musunuz?…

Tabi ki önce, bir A.K.P. azınlık hükumetinin -güvenoyu alamasa bile- kalabildiği kadar görevde kalmasını zorlayacak, koalisyonu en son çare olarak deneyecektir…

Ne olursa olsun… Bizim tek parti iktidarlarıyla değil, koalisyonlarla yönetilmemiz gerek…

Başka türlü paylaşmayı, uzlaşmayı öğreneceğimiz yok…

Başka türlü birbirimizle dövüşmekten vazgeçeceğimiz yok…

Koalisyon bazılarının kabusu olabilir…

Ama hepimizin birlikte yaşayabilmesi için tek ve belki de son çaredir.

Yayın Tarihi
15.05.2015
Bu makale 1097 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!