TOKİ'nin piyasacı yaklaşımı

İnsanca yaşayabilmek için çağdaş, modern kentlere ihtiyaç vardır. Bu yüzdendir ki kent yönetimleri için belediyeler kurulmuştur. ‘Yerinde yönetim ilkesi’ doğrultusunda da kentlerin planlanmasına yönelik imar plan yapma yetkisi de yerel yönetimlere verilmiştir. Ancak, süreç içinde Bakanlar Kurulu kararlarıyla günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve TOKİ gibi kurumlara da imar planı yapma ve yaptırma yetkisi verilerek kentlerin bütüncül planlama ilkesine aykırı imar planları Ankara’da masa başında yapılmaya başlanmıştır.

Aynı, 33 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik spor salonu karşılığı 100. Yıl Spor Kompleksi içinde bulunan 40 bin metrekarelik 12581 ada 6 parselin TOKİ’ye verilmesi ve yine TOKİ tarafından masa başında res’en imar plan değişiklikleri yaparak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na onaylattığı gibi.

Yapılaşma emsali 1.50 ve 12 kat yükseklikte 60 bin metrekare kapalı alan yapılabilecek bir yer ile ilgili yapılan imar plan değişikliklerinin tamamı Şehircilik İlkeleri, Planlama Esasları ve Kamu Yararı’na aykırı olduğu içinde Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Antalya Barosu tarafından ivedilikle yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açıldı.

TOKİ’de yaptığı plan değişikliğinin İdare Mahkeme tarafından iptal edileceğini bildiği içinde bu kez ivedilikle arsanın satışına yönelik ihale açtı.

İptal edilme sebebi ise kamusal (spor) alanı aynı eş değerde yeni bir kamusal alan yaratmadan ticaret ve turizm alanına dönüştürerek rant elde etme olacaktır.

En ilginci ise TOKİ açık arttırma ile yapılacağı ihaleyi, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’ne denk getirerek “Şehircilik İlkeleri, Planlama Esasları ve Kamu Yararı ile Antalya’nın bütüncül planlaması beni ilgilendirmiyor. Ben arsayı satar geçerim” diyerek aslında “Yerinde Yönetim İlkesi”nin ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuş ve bazı kurum ve kuruluşlara verilen İmar Planı yapma ve yaptırma yetkisi konusunda Bakanlar Kurulu’nun kararının da ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymuştur.

Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Merkezi, geçtiğimiz yıl Dünya Şehircilik Günü dolayısı ile uzun bir bildiri yayınlamıştı.

Bana göre bu bildiri, TOKİ’nin yaptığı gibi piyasacı yaklaşımı açık ve net anlatmaktır.

Bildiri şu şekilde:

“Dünyanın hemen her coğrafyasında benzer şekilde izlenen yeni liberal politikalarla, neredeyse tüm ülke ve kentlerinde ekonomik kriz yaşanmaktadır. Bu krizin aşılması için ekonomi, arazi rantı ve inşaat sektörü üzerinden temellendirilmiş, sermaye emrindeki yerel ve genel idareler, halkların kamusallıklarına doğrudan el atmıştır. Krizlerin gerçek ezileni olan yoksul halklar, giderek artan kişisel, toplumsal hak ve özgürlüklerdeki kayıp ve eşitsizliklere karşı, kentsel kamusal mekanı ve doğal alanları, bir mücadele ve toplumsal muhalefet pratiğine dönüştürmektedir. İzlenen bu yeni liberal politikaların yansıması olarak, kentleri ve onları içerisine alan doğayı, tüm yer altı ve yerüstü varlıkları ile birlikte piyasa malına çeviren sistemin yasal ve kurumsal altyapısı da son dönemde tamamlanmıştır. Bu yüzden de çevre adına hiçbir politika ve uygulama olumlu yönde değişmemekte, aksine derinleşmektedir. Bu mücadele, giderek her gün bir önceki günden daha da vazgeçilmez bir ‘Yaşam Hakkı’ mücadelesine dönüşmektedir.  Bu süreçte planlama meslek alanı da, merkezi idarenin yaptığı yasal ve yönetsel düzenlemelerle, bütüncül ve toplumsal bakıştan yoksun, sermaye taleplerini yerine getiren, piyasacı yaklaşımın temel aracı olarak biçimlendirilmiş; etik ve bilimsel temellerini yitirmiştir.”

Bu düşünce ile 8 Mart Dünya Şehircilik Günü kutlu olsun.

Yayın Tarihi
06.12.2016
Bu makale 1084 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!