Toplumsal sözleşme tartışması

Sadece AKP ve MHP’nin anlaşarak “Toplumsal Sözleşme” yani toplumun tamamını ilgilendiren ve yine tamamının mutabakatının olması gereken sözleşme yani 21 paketlik Anayasa değişiklik taslağı için dün Anayasa Komisyonu ilk toplantısını yaptı/yapamadı.

‘Yaptı’ dediğim, dar alanda halay çekilmesi yani salonun darlığından şikayet edilmesi, basının ve milletvekillerinin danışmanlarının salon dışına çıkarılması, 26 milletvekilinden oluşan komisyon üyeleri arasında tartışıldı.

Sadece tartışıldı, çünkü “Dediğim dedik, çaldığım düdük” misali Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Mustafa Şentop, komisyon toplantısının fiziki koşulları daha iyi ve büyük bir salonda yapılması talebini dikkate almadı bile.

Bu gelişmelerinin tamamını da bir milletvekilinin sosyal paylaşım sitesinden cep telefonu ile yaptığı canlı yayında ibretle izledi.

Ülkenin rejiminin değişimi söz konusu olan Anayasa değişiklik paketinin toplumsal uzlaşma ile yapılması gerekiyor. Ama izlediğim kadarı ile de Barolar Birliği, Akademisyenler ve ilgili STK’lar bile komisyona davet edilmemiş.

Bir milletvekili komisyonda yaptığı konuşmada, “Dokunulmazların kaldırılması” konusunun da Anayasa Komisyonunda görüşülürken, fiziki koşulların yetersizliğinden dolayı geçici Anayasa değişikliği konusunda yeterli tartışma olmadığını ve alelacele TBMM Genel Kurulu’nda gündeme alındığını anlattı. Konuşmasının da devamında ise dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla birlikte halkın seçtiği milletvekillerinin tutuklandığını da hatırlattı.

Anayasa gibi toplumsal sözleşmede eğer rejimi değiştirecek konular görüşülecekse, gerçekten toplumsal mutabakat sağlanmalıdır.

Dün internet üzerinden izlediğim komisyon toplantısından böyle bir mutabakatın çıkmayacağını net gördüm.

Yani ortada bir dayatma bir paket söz konusu.

Ancak, her ne kadar MHP, Anayasa değişikliği konusunda destek verdiğini açıklamış olsa bile TBMM Genel Kurulu’nda bu desteği vermeyebilir.

Zaten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sık sık yaptığı açıklamada, “Biz Başkanlık sistemine karşıyız” vurgusunu yapmıştı.

Pakette her ne kadar ‘Cumhurbaşkanı’ tanımı bulunsa bile yetkiler bakımından, bakanlar kurulunun olmayacağı, Cumhurbaşkanın milletvekili olmayan yani halk tarafından seçilmemiş kişiler tarafından kabine oluşturup bakan atacağı bakımından sistemin bir başkanlık sistemi olduğunu Bahçeli’nin de net gördüğüne inanıyorum.

Onun için de Bahçeli, sağ gösterip sol vurabilir.

AKP Milletvekilleri arasında olduğu iddia edilen FETÖ üyesi milletvekilleri eğer gerçekten varsa o milletvekillerinin de gizli oylamada ‘hayır’ oyu verebileceğini düşünüyorum.

Dolayısı ile 330 oy çıkmaz ise o zaman referandumda hayal olur. 

Yayın Tarihi
21.12.2016
Bu makale 890 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!