Turistik Kentlerde İşbirliği

Turistik Kentlerin Yerel Yöneticileri’nin ortak Kamu çıkarları yararına bir araya gelerek oluşabilecek “İşbirliği Modelleri” öncelikle Yöre’nin sağlıklı kalkınmasına; Sonra da Bölgesel Turizm randımanına büyük katkı ve yararlar sağlayabilecek niteliktedir…

Turizm Sektörünün bir Yöre ve Beldenin hızla gelişmesinde ne derece etkili olduğunu, Antalya genelinde her Turistik Alt Yöre kendi içinde kendi özgün deneyimlerini yaşayarak kanıtlamaktadır. Antalya İli bütününde gerçekleşen Turizm Gelişmesinde öne çıkan ilk Alt Yörelerden olan Alanya örneğinin başından geçenleri özetle incelemekte büyük yarar var. Henüz 1960’larda 10.000 Kent ve toplam 40.000’in altında kalan İlçe nüfusu ile, kendi halinde bir tarım Kasabası olan Alanya, Bölgenin Turizm Sektörü ile en önde ve en hızlı tanışan Yöresi olmuştur. 1980 Yıllarında, dış piyasalarda Alanya’nın adı Antalya’dan daha fazla bilinmekte ve tanınmaktaydı.

Nitekim, Bölgesel gelişmenin hızlandığı 1985 Yılı itibariyle Bölgede oluşan 16.000 Turistik yatak kapasitesinin yarıdan fazlası Alanya’da bulunmaktaydı. Diğer Yörelerin de gelişmesi karşısında, Alanya’nın 2000 Yılı itibariyle eriştiği 41.000 yatak sayısı Bölge bazında %27’lere gerilemiştir. Antalya Bölgesinin Alt Yöreleri arasında yaşanan bu gelişme yarışında zaman içerisinde önce Side’nin Alanya kapasitelerine yaklaştığı, arkasından da Kemer’in Side kapasitesini geçtiği görülmüştür. Bugün için Alanya hala Bölgenin kapasite liderliğini elinde tutmaktadır. Bölge’nin kardeş niteliğindeki Alt Yöreleri arasındaki bu gelişim süreci kapsamında giderek Yeni Alt Yöre kardeşleri doğmuş, eski ve yeni kardeşlerin çocukları niteliğinde de oluşan yeni Turistik Kent merkezleri belirmiştir. Büyük kardeş Alanya, askerlik deneyimi olan ilk krizini 1973 Kıbrıs çıkarması ile yaşamış ve öncelikle Almanya piyasasında çok rağbet edilen, giderek diğer Avrupa ülkelerine de hızla yayılan bir çekicilik elde etmiştir. Ancak, bu öncülük ve liderlik avantajını uzun yıllar güzel bir şekilde kullanan Alanya’nın Yöresel sorunlarının kontrolden çıkması ve “Turistik dengelerinin bozulması” sonucunda 1990’lı yıllar başlangıcında çok ağır bir hastalığın pençesine düşmesine yol açtı.

Alanya’nın karşılaştığı bu hastalık sonucunda en az 5 yıl boyunca büyük çapta kan kaybettiği ve yabancı tur operatörleri tarafından aforoz edilircesine program dışında bırakılarak adeta cezalandırıldığı olayları yoğun ve yaygın olarak yaşandı. Ancak, söz konusu derin bunalımlı dönemden çok başarılı bir şekilde kurtulmayı başaran Alanya’nın, bugün eski performansını yakaladığını sevinerek görmekteyiz. Bu başarının arkasında yatan temel unsur; İşbirliği ve Disiplinli bir Koordinasyondur. Antalya Turizmi ötesinde, benzer bir örneğin Kuşadası’nda da yaşandığı bu bunalımların derinlemesine incelenerek yakın tarihteki bu beklenmeyen hastalıkların nedenlerine ilişkin tespitlerin yapılarak, sonuçlarından Ülke Turizmine dersler çıkarılmalıdır. Başta Belediye Başkanı olmak üzere, Kaymakam ve Ticaret Odası ile birlikte diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının “Kriz Yönetimi” modeli etrafında etkin tedbirleri alarak uygulayabilmeleri, bugün için “sürdürülebilir Turizm”in çok nadide ve örnek meyvelerini vermekte. Tüm Turistik Kentlerimizin bu deneyimden yararlanması için öncelikle Antalya çapında pilot çalışmalara gidilmesinde sonsuz yararlar vardır.

Yayın Tarihi
21.06.2015
Bu makale 578 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!