Turizm çöküyor ve Antalya çaresizlik içinde

Turizmde içine düşülen çarpık gelişme modelinin güncel gidişatına katlanamayıp, 28 yıllık aktif kariyerimize son verdiğimiz 2000’den bu yana, pasif bir göreve geçerek “araştırmacı yazarlık misyonu” sürdürmekteyiz. Toplam olarak 15 yılı bulan bu süreçte de, özellikle 2005-2010 arasındaki Antalya odaklı çabalarımızda, Yerel inisiyatifle erişilerek pekiştirilebilecek olan örnek bir “bölgesel turizm yönetimi” oluşumunu hedeflemiştik.

Bugün gelinen noktada ise, Ülke turizminin büyük bölümünü üreten Antalya’da tüm alt yöreler itibariyle hızlı bir çöküş sürecinin sürdürüldüğünü, apaçık görebiliyoruz. Antalya çabalarımızda “söylenecek yeni bir söz ve uyarılacak sorumlu merci kalmadı” diyerek, Ulusal platformda sürdürdüğümüz çabalarda da durum hiç farklı değildir. Fakat turizmde Ulusal ekonominin %60’ını üreten Antalya, artık bu sürecin farkına varmalıdır.

Zira eski hayallerimizle erişilebilecek olan, “turizmin gelişimine paralel olarak içine girilen hızlı yerel sosyo ekonomik gelişim dinamiklerinin, turizm sinerjisi ile bağdaştırılarak pekiştirilmesi” hedefleri, kökten bitmiştir. Artık turizmin nimetlerinin yöreye yansıtılması ve toplumsal refaha mal edilebilmesi için zemin kalmamıştır. Fakat turizmle gelişen Antalya’nın turizmin girdaplarına düşmesi de, mümkün olduğunca engellenmelidir.

Önceki hedeflerimizde kendi kulvarlarında at oynatan aktif turizmcilerle, yerel pasif paydaşların organik sivil toplum bütünleşmesi ve işbirliği ortamı oluşumu vardı. Artık hastalıklı gelişen turizmin kendi can ve mal derdine düşerek, yeni oluşumlara kucak açamayacağı görüşüyle, şimdi “Antalya yerelinin çöküş sürecinde kendini koruyabilme imkânlarının” gündeme alınmasında büyük yarar var ve yazımızın amacı bu yöndedir.

TURİZM NEDEN ÇÖKÜŞTE VE NASIL KURTULAMAZ?

Bu konu çok derin unsurlar içerip çeşitli nedenlere dayandığından, yalın bir şekilde “turizmin bilmecelerinin çözülerek yönetilemediği” gerçeğini, öncelikle belirtelim. Mesela son yıllarda her fırsatta çözüm olarak ifade edilen “turizmin çeşitlenmesi” sözcüğü bile, turizmin doğasına aykırıdır. Zira turizm ‘hayatın seyahat kesiti’ olarak zaten özünde çeşitlidir, ama çarpık gelişmede bu gerçek unutuldu ve tekdüze sahil odaklı büyütüldü.

Diğer bir basit ve önemli gerçek ise, turizmde ‘hizmetler üretilir ve satılır, insan unsuru da en önde gelir’ ama mevcut gelişmede bu dengeler alabora edilmiş ve ‘ranta dayalı yatırımlarla, hizmetten önce ticari çıkarlar hep esas tutulmuştur. Bu ilişkilerle büyüyen ve yıllardır pekişmiş olan zihniyetler ve raconlaşan huylar, kolayca değişemez, Antalya’nın halen tescillemiş olduğu ‘ucuz yöre ve kalitesiz hizmet’ damgası da kolayca silinemez.

Turizmin yörede gelişimiyle birlikte adı “ölüm yolu” olan 150 kilometrelik Alanya yolu, son kesitte duble yola dönüştürülüyor ama yıllardır bir türlü bitirilemiyor. Öte yandan yörenin hiç gündeminde bile olmayan Kemer yolu için bir emrivaki projeye girişilerek dağlar devrilip yolsuz turizmle yıllardır durum idare ediliyor. Turizmin yoğunluklu alt yörelerini hiçbir zaman destekleyemeyen Antalya ise yıllardır sadece bir ‘tanıtım aş’ kurabildi.

Tüm bölgede deniz kirliliğini sürekli tehdit eden arıtmalar ve katı atık tesislerinin beşte biri bile işlemezken, Antalya’nın “denizi kirli damgası” yememesi, tamamen şanslı olmasına bağlıdır. Fakat pamuk ipliğine bağlı olan bu risklerin hala sürdürülmesi ve altyapı ihtiyacının acil bir toparlanma programına bağlanmamış olması, acaba neyin kanıtıdır? Oysa turizmin başkenti olarak bunların kaynağı Ankara’dan rahatça sağlanabilirdi.

Tam 8 yıl önceki uyarı raporundaki ifademizle “turizmde gelişen Antalya bu hengâme içinde boğulmakta” ve bir türlü idrak edilemeyen “yenilikçi bölgesel yönetim” kavramına girememiş yapısıyla, turizmde yaşanan çöküşün yöresel yansımasına katlanmak zorundadır. Bu konuda sorulan ‘uygulama örneği’ ise Avusturalya Eyaletlerinde sürdürülen başarı öyküleri, aşağıda verilen web adresinde meraklıların ziyaretlerini bekler.

TURİZM HASTA ŞAMPİYON OLARAK YAŞIYOR AMA?

Ulusal ölçekte ise, gelişen turizme Devlet Reçetesi olarak hazırlanmış olan meşhur 2023 Turizm Stratejisi, 2013 hedefi olan 50 Milyarlık dönemi bir yıl önce 30’larda kalarak aşmış ve bu hedefi yanlış anlayan yetkililerimizin ezber bozamayan demeçleri ile kulakları çınlatılıp, Resmi Gazetede küflenmiş olarak halen yaşamaktadır. İşin en acı yönü ise, çarpık gelişen hastalıklı turizmin yıllardır “şampiyon olarak” anılmasıdır.

Ulusal Turizm Stratejisinin uygulama süreci olarak hayati önem taşıyan “turizm konseyleri zinciri modeli” ise, henüz yurt çapında tek bir örneğe kavuşamamıştır. Üstelik 10 yıl önce dönemin valisi Sn. Yüksel tarafından Konsey adı altında yapılan aylık bürokrat toplantıları bile artık unutulmuştur. “Bu yılı kazasız atlattık, gelecek yıl ümitliyiz” demeçleriyle sürdürülen peynir gemisi ise, artık çok yönlü çöküş girdabına kapılmış haldedir.

Turizmde en zayıf olan Pazarlamada birkaç ülke çapında yaşatılmaya çalışılan bağımlılık süreci, Türki devletler Asya ve Uzak Doğu pazarları için hiçbir hamle yapılmadığının üzerinde bile durulmamaktadır. Şubesi bile Kaleiçi’nde olan TÜRSAB’ın Antalya kent pazarlaması konusunda tek bir söz etmemesi ötesinde, “Avrupa’ya turist gönderiyoruz” ile Şampiyonluk tesciline gayretler sürdüren bir başarılı Anadolu teşkilatımız mevcuttur.

Böylece dış görüntüsüyle oluşturulan “rakorlar kıran başarılı turizm” aslında son 15 yıldır duraklama ve gerileme devrine girmiş ve bu durum da başarıyla Kamuyoundan gizlenmiş haldedir. Bu hastalıklı sürecin yaşanmasında ve sürdürülmesinde ise, Antalya’nın uyanış sürecine giremeyip gerekli tedbirleri alamamış olmasının rolü büyüktür. Bugün bir milyon otel yatağına erişen Antalya, bu yapının bilincinde bile değildir.

Belediyelerden resmi yazışmayla toplanan ‘belediye belgeli’ statüsündeki yataklarla 600 bine ulaştığı sanılan Antalya İli yatak envanterinin, aslında milyon sınırını aşarak %40 gibi fahiş bir yanılma içinde olduğu, geçen yıl ispatlanmıştır. Bu gerçeklerle bile silkelenerek kendisine gelemeyen Antalya Yöresi karşısında, aslında tüm Beldeler aynı durumdadır ve 1,5 milyon olduğu sanılan ülke yatak sayısı ise artık 2.5 milyonu da geçmiştir.

Sonuçta çıplak gerçekler olarak; Petrolden bile değerli bir turizm endüstrimizin çarkları çevrilmiş, ama çok verimsiz ve tutarsız gelişmelerle istikrarlı bir mekanizma kurulamamış durumdadır. Sürdürülen hataların ve yaşanan hastalıkların telafisi için “stratejik resmi reçete” yazılmış ve fiilen uygulanmamış haldedir. Halen de “zararın neresinden dönülse kardır” bile diyemeyen bir piyasa sürecinde ‘çaresizlik girdaplarına’ düşülmüştür. 

Son 5 yıldır Ulusal platformlarda at oynatarak, Antalya’ya dönük yorumlar yapmamayı yeğledik. Fakat söz konusu süreçte oluşan net durumları tekrar özetlemeyi bir borç bilerek, durumu Milletvekili seçimleri ile aktifleşen yerel gündemde bile ele alamayan Antalya’nın bilgi ve görüşlerine, tüm çıplaklığı ile iletiyoruz. Turizmle gelişen Antalya’nın sürdürülen çöküşten etkilenmemek için gerekli tedbirleri alabilmesini dileriz.

 

zafer@cengiz.gen.tr

İLGİLİ BAĞLANTI ADRESLERİ:

Eski Antalya Raporumuz: https://www.academia.edu/7706626/ARO_-_ANTALYA_TUR%C4%B0ZM_RAPORU_%C5%9Eubat_2007_

Örnek Bölgesel Konsey uygulaması: https://www.qtic.com.au/

Yayın Tarihi
16.03.2015
Bu makale 6505 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Makale bilimsel, çok güzel hazırlanmış. Bu görüşlere duyarlı olan her turizmci kazanır. Ancak benim çok basit gibi görünen ama bence en önemli konu; turizmcinin samimi ve doğru olmasıdır. Ülkemize gelen turist, ne yazık ki; döndüğünde bizim için hiç de güzel şeyler paylaşmıyor. Bu özelliği kazanamadığımız sürece insan ilişkilerinde başarıya ulaşabileceğimizi sanmıyorum. Ülkemize turist çekmek sadece ülke güzelliği ile ne yazık ki mümkün değil.. İleride güzel günlerde görüşmek dileğiyle..

Olcay Açıkgöz 10.10.2015

ANTALYA TURİZMİNDE ÇÖKÜŞ SÜRECİ SOMUT GÖSTERGELERİ: 1) YEREL "ORTAK AKIL" HALA YEREL TURİZMİ YÖNETME MODELLERİNİ GÜNDEME GETİREMEDİ; Tüm dünyada öne çıkmaya başlayan Destinasyon Yönetimi kavramını 15 yıldır Antalya'ya anlatmak için yoğun çabalarımıza rağmen, bu konuda güncel "aktif yerel gündem" bir türlü oluşamamıştır! Tüm alt yöreler "turizmde kendi sorunları içinde çırpınarak boğulmaya" devam etmektedir. Oysa Ulusal Strateji sonrası ve son 8 Yıldır sağlam zeminlere oturmak mümkün idi! 2) KENT MERKEZİNİN TEMEL TURİZM SORUNLARI (KALEİÇİ?) BİLE ÇÖZÜMLENEMEMİŞ DURUMDA; Turizmin değişik ürünlerden oluşan bir bütün olduğunu idrak edemeyen Antalya, çevrede gelişen sahil ve kitle turizmi hareketinin Kente gelmesini, yıllarca boş yere beklemiştir. Oysa Kentte oluşan 85 Bin yatağın "kent turizmi" kavramına uygun bir ürün olarak apayrı bir pazara sunulması gerekmektedir. Büyük pazarın cazibesine kapılınarak bu 'özel pazar' gelişememiştir. 3) PLANLI GELİŞME İÇİN "KALKINMA AJANSI" İMKANI HALEN ISPARTA'DAN DESTEK VEREMİYOR; Antalya turizm ekonomisi, bugün ülke turizminin üçte ikisini üretmesine rağmen Isparta'ya kaptırılan Kalkınma Ajansı ile planlı bir atılıma giremiyor. İl çapında yetkili olan Valilik, Özel İdare ve Ticaret Odası gibi kurumlar, gerekli bütünsel koordinasyon ve atılımları sağlayamıyor. 4) GENEL SEÇİMLERDE BİLE GEREĞİNCE GÜNDEME GELEMEYEN TURİZM ANTALYA'NIN AYNASI; Bugün 2 Milyonu geçen toplam il nüfusunda, yörede oluşan 1 Milyonluk yatak kapasitesi, yöre ekonomisine (en az) %70 etkisi olan Turizmin önemi ve ağırlığı dahi, Seçim ortamında ve Aday söylemlerinde dile getirilemiyor. Bu ise "Antalya'nın turizme uyum sağlayamadığı" ispatıdır! Önceki yıllarda turizmde seyirci olmaya çalışan yöre, şimdi bu eylemi bile yapamaz haldedir. 5) YEREL TURİZMİN SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİREMEYECEK BİR ANTALYA'NIN HALİ HARAPTIR; Antalya'ya destek verebilmek için sürdürdüğümüz çalışmalarda, kapsamlı bir özel raporumuz bugün 8 Yaşını doldurmuş olarak TEKRAR Dikkatlere sunulur. Felaket TELLALI olmamak için henüz açığa vuramadığımız diğer detaylar için de, UYANIŞ ve TOPARLANMA Atılımı gerekiyor? Not: 40 sayfalık kitap olan Dosyanın Açılmasını beklemeden direkt indiriniz! = BKZ: https://www.academia.edu/7706626/ARO_-_ANTALYA_TUR%C4%B0ZM_RAPORU_%C5%9Eubat_2007_

Zafer Cengiz 03.06.2015

Son yıllarda Antalya'da yatak sayısı 600 Bine dayandı "yatırımlar dursun" diye kıvranan Şampiyon turizmcilerimiz, 8 Ay önce yapılan ve tablosu makalede sergilenen Bir Milyonluk yatak envanterini (şok olarak çaresizce) görmezden gelmeyi tercih etmiş ve bu hayati gerçek karşısında tek bir yorum bile yapılamamıştır! Bu güne kadar 2023 Stratejisinin gereklerini yaparak, ekonomik gücünü kullanamayan Antalya'nın şimdi "yeni yasalara" bel bağladığı ve her yıl kan kaybedilmesine rağmen, zihniyetlerin hala değişemediği hayretle izlenmektedir..!?

Zafer Cengiz 07.04.2015

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!