Turizmde kriz: Ana nedenleri ve çözüm yolları

Turizm Endüstrisi’nin 1990’larda işlemeye başlayan çarkları, Türkiye’ye yepyeni bir ekonomik hamle ufukları açmıştır. Henüz Anadolu potansiyelinin bile devreye alınmamış olmasına rağmen, sansasyonel atılımlar içinde gelişen turizm, özellikle son 10 yıl içinde piyasada ‘sürekli kendi rekorlarını kıran bir şampiyon’ olarak ilan edilerek, çok yanıltıcı imaj yaratılmıştır. Zira turizm, hala dar gelen kabuklarını kıramamış bir Üvey Evlat’tır. 

Son kesitte içine düşülen “kriz psikolojisi” de, çok yüzeysel ve dar görüşlü yaklaşımlarla sadece normal güncel sorunları öne çıkaran sahneleri sergiliyor. Oysa turizmin esas dertleri çok daha ağırdır ve özünde de, yıllardır ihmal edilmiş olan “yapısal sorunların doğal yansımaları” yaşanmaktadır. Bugün ise, Şampiyonlarımızın halen sorunların gerçeklerine inmek yerine ‘bugünü kurtarabilmek’ için çırpınmaları, ne kadar tutarlı ve gerçekçidir?

Şahsen 2010 yılından itibaren, gönüllü olarak üstlendiğimiz ‘2023 Stratejisi Avukatlığı’ misyonumuzu bir tarafa bırakarak, bu yazımızda ‘içine düşülen hatalar girdabında Kamusal Savcılık hizmeti’ yapmaya soyunduk. Zira, günlük sorunlarla fazlasıyla meşgul olan Aktif turizmcilerimizin bu Makro sorunlarla ilgilenecek hiç zaman ayıramadığı ve Pasif paydaşların da, oluşan kafa karışıklıklarıyla işin özünü hiç çözemedikleri, apaçık ortada! 

Özellikle de, yaşadığımız seçim döneminde ‘Ulusal ekonominin yüze 10’una katkı koyan’ turizmin, hem Partilerin seçim bildirgelerinde gereğince ele alınamaması, hem de turizm piyasasının bu yönde talepkâr olamamaları, durumu tüm çıplaklığıyla yansıtmaktadır. Söz konusu gerçekleri açıkça sergileyerek, son 15 yıldır bocalayan ve Stratejik reçeteye rağmen 8 yıldır sağlıklı bir düzene kavuşamayan turizme destek gayretindeyiz.

Turizmin çok yönlü ve karmaşık sorunlarını yeterince algılayarak çözemeyen zihniyetlere destek olarak, yeni hazırladığımız “turizm işlevleri piramit şeması” sanırız olayın boyutlarının idrakinde yardımcı olacaktır. Zira, 100 Aydır “Ulusal Stratejideki hedefleri” bile okumayan ve anlayamayan sorumlu ve yetkililerimiz, sadece 2013 yılı hedefi olan 50 rakamını ezberleyip, 2023 hedefindeki 86 Milyar Doları bile idrak edememiştir?

SON 10 YILDA KAMU ve ÖZEL İŞBİRLİĞİ NASIL GELİŞTİ?

Bilindiği üzere, Ulusal turizmin Planlı bir şekilde geliştirilebilmesi için Devlet Politikası olan 2023-TTS’nin temel yaklaşımı, ‘artık tüm yükün Devlete bırakılmaması ve yenilikçi bir Kamu-Özel Ortaklığı yapısına geçilmesi’ için prensip kararları alınmıştır. Bu kapsamda söz konusu ortakların konuya nasıl yaklaştıkları ve fiilen hangi eylemleri sergiledikleri, çok net bir resim sergiliyor. Bu tabloyu aşağıdaki üç paragrafta kısaca özetliyoruz.  

Kamu açısından, oldukça şeffaf bir ortak çalışmayla üretilerek Mart 2007’de Resmen yürürlüğe giren Strateji, 6 Ay sonra göreve gelen Bakan Günay’ın 65 Aylık görevi süresince, adeta hasıraltı edilmiştir. Halen 28 Aydır görevde olan yeni Bakan Çelik ise, ‘strateji uzmanı’ olmasına rağmen Devletin yürürlükteki stratejisi hakkında halen tek bir demeç vermemiştir. Bakanlık Teşkilatı ise, kendi yaptığı stratejik atılımı adeta unutmuş haldedir.

Özel kesim açısından, turizmin içinde yaşayan tüm Aktif paydaşların STK’ları konumundaki kurumların, Devlet Stratejisinin temel prensiplerini idrak edemeyerek, söz konusu görev ortaklığının önemini ve hayati rolünü hiç kullanamadıkları ortadadır. Tüm STK’ların Başkanları turizmin kendi alt sektör sorunlarını sürekli irdeleyerek, Şampiyon turizm imajını körüklemelerine rağmen, sadede gelerek Makro bütünleşme atakları yapılamamıştır.

Son kesitte ise, artık bu ‘sağırlar diyaloğu’ haline dönüşmüş olan Ulusal İşbirliği sürecinde, Bakanlık dışında herkesin günlük sorunlar üzerinde konuştuğu ve hatta ‘somut alt sektörel talepleri isterük’ olarak, Yeniçeri üslubuyla gündeme getirildiği görülüyor. Ancak günü kurtarabilmenin Turizmin bütününü düze çıkarmaya yetemeyeceği de artık biliniyor ve en önemlisi ‘tüm turizm camiası kıvranıyor’ ve kimse de önünü göremiyor!

Peki ama, bu işin sonu nereye varacak? Ulusal cari açık yaralarına ilaç olan turizmin içine düşmüş olduğu girdaplardan kurtarılarak, çok daha engin denizlere açılabilmesi ve bir “Milli Mega Proje” olması gerekirken, acaba ‘başarılı turizm evladımız’ neden ve nasıl bu durumlara düşmüştür? Bu konularda, adeta hiç görüşlerini beyan etmemiş olan Kamusal “yetkili ve sorumluların” Devlet Baba görevini ifa’sında artık büyük yarar vardır? 

TURİZMDE YENİ DÜNYA DÜZENİ ÇÖZÜMLERİ

Yıllardır sürdürdüğümüz ‘araştırmacı yazarlık’ misyonumuzla kaleme alınan makalelerimizde, bu gelişmeleri ve analizleri sürekli işledik. Fakat turizm ormanlarında ortak yaşam sürdüren sakinlerin, dünya çapında ve tüm ülkelerde benzer sorunlarla yaşadıkları da, ayrı bir gerçekliktir. Herkes kendince yöntemlerle yeni düzen ve sorunlara çağdaş çözümlerin peşinde ama, henüz ‘her yaraya çare olacak’ bir Lokman Hekim yok ortada.

Fakat gelişen teknoloji ile hızlanmış olan iletişim yöntemleri sayesinde, tüm insanlığın ortak derdi haline gelen ‘turizm sorunlarına ortak çözüm’ bulunması yönünde, yepyeni atılımlar gündemdedir. Bu yönde gelişen ana prensipler ise açığa çıkmaya başlamış, fakat henüz kuramsal bir çözüm paketi haline gelememiştir. İşin en ilginç yanı, bunların Kamu-Özel işbirliği, sivil topluma dayalı Destinasyon Yönetimi üzerinde odaklanmasıdır.

Yani, tüm Dünyada gelişen turizmde yaşanan benzer sorunların çözümünde yaşanan gelişme arayışları, son kesitte Türk Turizminin reçetesi olan 2023-TTS’nin formüllerine oturmaktadır. Bu bakımdan, pek yakında tüm Dünya çapında örnek alınabilecek olan Lokman Hekim reçetemizin değerinin bilinmesi ve sahip çıkılması için, yerli ortaklarımızın bir kez daha dikkatlerini çekmekte yarar görüyoruz. Zaten gözüken başka çözüm de yok?

Bu arada, özellikle son yıllarda açığa çıkan önemli bir detayın da altını çizmek gerekiyor. Öngörülen Kamu-Özel Ortaklığında, her iki tarafın da çekimserliği sonucunda, gerekli atılımlar sekteye uğramıştır. Fakat bu reçetenin bilinçli olarak işletilebilmesi için, piyasanın STK atılımına geçmesini engelleyici hiçbir kuvvet yoktur. En gelişen ve krizden en fazla etkilenen “Antalya’nın Seçim Beyannamesi” örneğini (*) incelemekte yarar var!

Son 8 yıldır faaliyete geçmiş olan bir “Antalya Turizm Endüstrisi Konseyi” yörede çalışan 12 alt yöre konseyi ile birlikte “Ulusal ekonominin yüzde 6’sına katkı koyan bir endüstri” olarak, acaba nerelere gelinebilirdi? Bu paralelde devreye girecek olan Muğla, İstanbul ve İzmir Konseyleri sayesinde, Türk Turizmi şahlanmış olarak bugünkü durumlara düşer miydi? En önemlisi ise, Anadolu potansiyeli etkin bir şekilde devreye girmez miydi?

SONUÇ: HER KAYBEDİLEN YIL ÇÖZÜMLERİ ZORLAŞTIRIYOR

Özetle, yıllardır yenilikçi yaklaşımlarla kaleme alarak sorunları ve çözümleri sergilediğimiz Makalelerimizin, kısa özetlerini derlediğimiz bu yazılarımızda, turizmi anlayamayan ve gereğince çözemeyen Kralların Çıplak olduğu ortaya çıkıyor. Fakat elbette bu durumun tespiti, gerekli çözümlere erişilmesi için yeterli olamaz. Bu nedenle de, mevcut STK Yetkililerin ve özellikle de “Turizmin yerel Pasif paydaşlarının” uyanışı gereklidir.

Zira “turizmi turizmciler yönetir” yaklaşımı da, artık ‘turizmin tüm hayatın özgün bir parçası olduğunun ispat ve idrak edilmesiyle, tamamen iflas etmiş bir zihniyettir. Yereldeki tüm turizm paydaşlarının ortak STK atılımı ile düzenlenmesi ve sürekli olarak geliştirilmesi gereken turizm ormanları, her beldede yeşermeli ve huzurlu bir düzen içinde yörenin sosyo-ekonomik atılımlarına tam destek sağlayan bir potansiyel olarak gelişmelidir.

Bu bakımdan ‘siz önden buyurun’ çelişkileri içinde kilitlenmiş olan Lokman Hekim Çözümlerinin, her yerel inisiyatif tarafından idrak edilmesi zorunludur. Devlet Stratejisindeki Ulusal Konseyler düzenine (kurulunca?) Resmen katılmak üzere, daha fazla beklemeden Türk Turizminde kazanılması gereken 170 Adet Turizm Konseyi tohumlarının, en seri şekilde atılması gerekmektedir. Zararın neresinden dönülebilse, o kadar Kar’dır.

Yayın Tarihi
26.07.2015
Bu makale 519 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!