Ülkemiz ve Alanya da turizm. ALTİD seçimleri.

Mevcut hali ile Ülkemizde yapılan “kitle turizm” için genel bir değerlendirme yapıldığında iyileşme olabilmesi için bu turizm çeşitlemesinin deniz, kum, güneş yanında kültür turizmini de içermesi gerektiği görülmektedir. Turizmin mevcut hali incelendiğinde pazarlanmaya çalışılan ürünün ve ilgili alt yapısının 'kimliksiz, tek tip” olduğunu açık olarak görmek mümkün.

Turizm hizmeti yaptıkları zannedenler " çok turist, çok döviz" ilkesi çerçevesinde çalışma düşüncesinden vazgeçmelidirler. Bu anlayış turizm sektörünü sıradanlaştırıyor. Ayrıca bu amaca hizmet eden otellerde yabancıların geldiği, yattığı ve yemek yediği “besi çiftlikleri” haline bu anlayış sayesinde getirilmiştir.

Turizm alanlarında özelliklede kıyılarda, büyük turist gruplarına yönelik olarak en az 1000 yataklı, çok işlevli(ultra her şey dâhil), yapılaşma taban yoğunlukları yüksek, büyük parsellere yayılmış turizm tesisleri inşa edilmiş, birbirinin tekrarı olan, estetiği çok tartışmalı yapı ve yapı grupları ortaya çıkmıştır.

Turizm sektöründe “denetimsiz” ve “hesapsız, kitapsız” şekilde otellerin yapıldığı gerceğini duayen turizmciler 5 senedir yapılaşmanın, betonlaşmanın durdurulması gerçeğini söylüyorlar, ama kendileri dinliyorlar! Hiçbir önlem alınmıyor. Çünkü turizmin kendine has “turizm master planı yok”.Hiç bir zamanda olmadı!

Turizm de amaçlanan, kültürel ve doğal mirası öncelikle korumak olmalı. Turistleri dev otel yapılarına adeta hapis eden ‘kitle turizmi’ ni ancak, insanı, doğayı, kültürü ve ait olduğu kent çevresini öne çıkaran samimi turizm politikalarıyla olumlu yöne çevirmek mümkündür.

Turizmde planlı politikaların belirlenmesi temel koşuldur. Turizm sektörünün, stratejileri olan bir plan dâhilinde geliştirilmesi turizmimizin yeniden yapılandırılması için önemlidir. Siyasetçiler ve turizmciler bu anlayışı uygulamaya aktarabildiği takdirde, turizmin döviz gelirini arttırma ile biçimlenen kimliği, turizm ekonomik bir sektördür gerçeğine dönüşülecektir.

ALTİD ŞEÇİMLERİ ÖNCESİ DUYARLI BİR TURİZMCİ NE DİYOR?

Geçtiğimiz yıllarda ALTAV(Alanya Turizm tanıtma vakfı) ve ALTİD' (Alanya Turizm işletmeleri derneği) nin Başkan yardımcılığını yürüten ve son olarak KONTİD (Konaklı Turizm İşletmeleri Derneği) Başkanı olarak görev yapan geçtiğimiz ay bu görevini gençlere bırakan Burhan Sili, Alanya'daki yeni turizm yatırımları ve 2013 sezonuna ilişkin görüşlerini kamuoyu ile paylaşmıştı. ALTİD’in kasım ayı içinde yapılacak seçimleri öncesi bu görüşleri hatırlatmakta fayda gördüm...

YATAK ARZI ARTIŞI DURMALI

Konaklama sektöründeki yatak arzı artışının artık durması gerektiğini, mevcut artışı olumsuz olarak değerlendirdiğini ifade eden Burhan Sili, "Yalnızca Alanya'da bu yıl 4 ila 5 bin civarında yeni yatak turizme dahil oldu, Akdeniz çanağında ise bu rakam 40 bin civarında. Bunun olumsuz olduğunu düşünüyorum, bu işin artık durması lazım" dedi. Sezonun 12 aya yayılması anlamında alternatif turizm türleri için yapılan yatırımlarda Alanya'nın çaba sarf ettiğini de dile getiren Sili, bu noktada yapılan çalışmaları ise olumlu gördüğünü ifade etti. Sili, şöyle devam etti:

GAZİPAŞA'YA DAHA ÇOK YATIRIMLAR YAPILMALI

"Geçtiğimiz Nisan ayında Konaklı Kongre Merkezi'ni açtık. Bu yapı Türkiye'de kongre merkezi anlamında Lütfi Kırdar'dan sonra ikinci en büyük yapıdır. İşletmesini Akdeniz Üniversitesi yapacak. Konaklı Belediyesi, Ticaret Odası ve Konaklı otelcileri bu işi ayağa kaldırdı; bu anlamda hem katkı sağladık, hem de mutluyuz. Senede 3 milyon turist ağırlıyoruz Alanya'da. Tek eksiğimiz havalimanıydı; Gazipaşa ile yol aldık. Henüz istenen talep oluşmadı tabii bu da yapısından dolayı. Tabii ki buraya daha büyük bir yatırım olmalı ve Alanya'nın 3 milyon potansiyelinin tamamı buraya inmeli.

HAKSIZ REKABET OLUŞUYOR

Genel anlamda resort turizminde Akdeniz çanağındaki artışlar ikili hanelere ulaşmayacak. Yani Almanya pazarında en fazla yüzde 4 ila 5 artış olur. Rus pazarında yüzde 7-8'leri bulur ama tabii bu değişken bir pazar; yanılıyor da olabilirim. Genel olarak yüzde 6-7'leri geçemeyeceğiz. Burada sıkıntı turist potansiyeli yüzde 6-7 artarken, yatak kapasitesinin her sene yüzde 10-15 artıyor olması haksız bir rekabet oluşturuyor" dedi.